"Ben bu evlilikte zor dururum artık" diyordu Kibariye... Bir
baktık ki, "Kocam, 'Seni istemiyorum' derse ancak o zaman giderim"
boyutuna gelmiş.
Ne olmuştu? 37 yaşındaki kocası Ali Küçükbalçık, Kibariye'yi
aldatmıştı.
İhanet haberiyle yıkılan Kibariye, "Ben kocamı seviyorum ama bazı
kadınlar kaşar peyniri gibi, onların önüne geçemezsin"
açıklamasından sonra düşüneceğini, evliliğini devam ettirmesinin
çok zor olduğunu söylemişti.
Hani şu yukarıdaki 'kaşar peynirli' cümle var ya; önce ona bir çift
lafım var. Biz kadınların, aldatılınca önce ve yalnızca karşıdaki
kadını suçlama halimiz ne kadar doğru bir alışkanlık, üzerinde
düşünmek lazım.
Yahu senin kocanın alnına silah mı dayadı o kadın? Senin kocanın
aklı, fikri, kararı yok mu? Senin kocan, yoldan çıkmaya yatkın,
nereye çekilirse oraya gidecek karakterde biri mi?
Öyleyse acilen terk et o kocayı.
İhanette suçlu arayacaksak önce eşimize bakacağız. Kadınlar
birbirleriyle yarışmaktan, kapışmaktan, savaşmaktan vazgeçmezlerse;
sağlıklı, sahici ve dürüst ilişkiler kuramayacaklar.
Şimdiyse aldatan kocasını bağrına basıp Bodrum'a tatile götürmüş
Kibariye.
Kocası onu istediği sürece onunla kalacağını ilan ede ede... Öz
varlığını, ilişkideki saygınlığını hiçe saya saya... 'Sen bana ne
yaparsan yap, gel kafama yap ama sen beni kovana kadar buradayım'
mesajını vere vere...
Bir de yaşam boyu onur ödülüyle taçlandırsaymış bari!
Ee şimdi bu adam, nasıl gerçekten pişmanlık duysun?
Bu adam nasıl olaylardan ders çıkartsın?
İhaneti affetmek başka, ömürlük serbest geçiş hakkı tanımak başka.
Yapmayın bunu kızlar; önce kendinizi sevin ve kendinizi sonuna
kadar bırakmama sözü verin.
Kocacı olmayın; sevgiden, dürüstlükten, saygıdan ve daima
kendinizden yana olun.