'Bak, gördün mü? Bende var, sana gönderiyorum, gör!'
'Ben gördüm, sen de gör.' İçin alır almaz, ayıptır, değildir,
günahtır, sana düşmez falan yok; ille de gör!
Bu da yeni bir dalga. Kimse sana sormuyor 'Görmek istiyor musun,
istemiyor musun?' diye. Öylece atıveriyorlar cep telefonlarından
senin telefonuna.
Misal; birinin özel hayatına ait videosunu, bir ünlünün çıplak
pozlarını ya da sevişme kayıtlarını... Bayıla bayıla hem de. Şoke
oluyorlar ya her şeye, sen de şoke ol diye; 'Bak gördün
mü?'lerle...
KABUL EDEMİYORUM
En son milyonların sevdiği, çevresinin 'Ne güzel adamdı' dediği
Vatan Şaşmaz'ın kurban gittiği korkunç cinayetin ve intiharın
fotoğrafları çıktı cep telefonu piyasasına.
Bir mesaj, bir mesaj daha: 'Bak, gördün mü?'
Kanlı bedenleri hiç düşünmeden iletti birileri birilerine.
Mesela ben şöyle düşünmelerini isterdim kendilerinin:
1. Karşımdaki bu fotoğrafları görmek istiyor mu?
2. Benim bu fotoğrafları cümle âleme iletirken motivasyonum
nedir?
3. Fotoğraftaki kişi benim canım ciğerim, arkadaşım, kardeşim,
eşim, oğlum, kızım olsaydı aynı şeyi yapabilir miydim? Yapanlara
karşı ne hissederdim?
Sanırsınız herkes haberci, herkes muhabir, herkes ahlak bekçisi.
Bir dur ve sor be kendine güzel kardeşim, 'Nedir bu iletme delisi
halim?' diye.