Yaşasın yaz geldi, bundan böyle uzun süre soğuklara dönüş yok...
Hal böyleyken aklımda Ege, aklımda sahil kasabaları, adalar,
günbatımları, gün doğarken uyanmalar, kuş sesleri, şöyle hiç
konuşmadan saatlerce uzaklara bakmalar, fırından taze çıkmış
tahinli çörek kokusu, Sezen Aksu şarkılarıyla sabahı bulan
geceler...
Madem öyle, her yaz ve tabii ki bu yaz, ille de gitmek istediğim
yerlerin listesini yapmaya başladım. İşte ilk 10'um:
1. GÜMÜŞLÜK:
Tabii ki de ilk adresim. Benim için huzurun, evin, neşenin
adresi... Temmuz-Ağustos'ta pek huzur saçmasa da, Mayıs, Haziran,
Eylül ve Ekim en güzel zamanları.
2. BOZCAADA:
Suyu buz, insanları sıcacık, Çınaraltı'nda sabah kahvesi, pek bi'
şahane mezeleri... Yine Temmuz-Ağustos hariç.
3. BÖRDÜBET:
Kuşlar, çiçekler, böcekler... Gerçek bir dinlenme için Golden Key
Bördübet burnumda tütüyor.
4. OLİMPOS:
Aslında benim orayı sevme nedenim Olympos Lodge. Sabah yürüyüşünden
sonra havlumu alıp doğayı izleyerek o nefis denize girmek, ardından
çakıl taşlarına uzanmak, bol bol kitap okumak gibisi yok.
5. KALKAN:
Eğlence arayanlar Kaş'a, huzur arayanlar Kalkan'a... Her yıl
gittiğim, çiçek bahçesi gibi otel Fidanka'da en güzel kahvaltılar,
ardından Villa Mahal'de gün batımları, Guru'nun yerinde
mantı...
6. KEKOVA:
Kalkan'a kadar geldiysek, ver elini tekneyle Kekova... Denizin
huzuruna bir de Kekova'nın eşsiz güzelliği eklenince, mutlu olmayan
ayağına taş bağlayıp suya atlasın derim. Bundan ötesi yok.
7. ŞİRİNCE:
Şirince'de de tek adresim Nişanyan Otel... Dağın tepesinde,
ağaçların arasında, ev gibi odalarda, çıt çıkmayan sabahlara
uyanmak, köyde dolaşmak; arınmanın kısa yolu. Özledim mi? Çok
özledim.
8. DATÇA:
Mesudiye'ye geldik mi tamam. Sonrası Hayıtbükü, Palamutbükü,
Ovabükü... Kendine bük'lerden bük beğen. Yüzmelere, ohh çekmelere
doyama.
9. KAZ DAĞLARI:
Kaz Dağları için 'Tanrıların armağanı' deniyormuş, hem de ne
armağan! Yeşilyurt Köyü'ne adımını attın mı nefesin, cildin,
bakışın değişmeye başlıyor. Kitap okumak, kafayı boşaltmak, arınmak
için doğru adres.
10. KAPADOKYA:
Ama çok sıcaklara kalmadan... Sanırım ömrümde yaşadığım en derin
sessizliği Kapadokya'da gün doğarken ve batarken yaşadım. Hele gün
doğarken havalanan balonların görüntüsü yok mu! Sanki film, sanki
rüya...