Hadi bakalım, yepyeni bir kadın sıfatıyla tanıştık: Anahtarlık
kadın! Trend takipçimiz Mert Vidinli, GÜNAYDIN'da salı günkü
köşesinde yazmış. O yazdıysa, böyle bir hadise 'sosyetik'
ortamlarda yüzde bin 500 dolanıyordur. Peki neymiş bu anahtarlık
kadınlar? Mert'in tabiriyle 'Erkeklerin araba anahtarlığının yanına
taktığı aksesuvar gibi kadınlar'mış.
Hemen aç parantez, Mert'e sözüm var: Konuyu dile getirmek başka,
durumu aktarmak başka, bir köşe yazarı olarak 'Erkeklerin araba
anahtarlığının yanına taktığı aksesuvar gibi' cümlesini kurmak
başka...
Üstelik hiçbir itirazın da yok bu cümleye. Ki olmalıydı, özellikle
kadınlar adına geçirmekte olduğumuz böylesine hassas günlerde,
dönemlerde...
KADIN DA KULLANIYOR
Yazarın fikri, yorumu, söyleyecek sözü, bağladığı ana fikri yoksa,
o yazı yazıdan sayılabilir mi? 'Demek ki senin kadınlar hakkındaki
fikrin böyle' diyeceğim, diyemiyorum çünkü seni tanıyorum.
Kapa parantez.
Efendim anahtarlık kadınların olayı şuymuş: Sosyetik erkeklerimiz
bir yere gidecekleri zaman bu tip kadınları arıyor, beraber
eğleniyorlarmış, sabah uyanınca da sen yoluna, ben yoluma...
Sorgu, sual yok! Bağlılık, ilişki yok!
Mert, kadınların kendilerine bu muameleyi uygun görmelerini ilginç
buluyor.
Bense şunu ilginç buluyorum:
Şimdi bu koca koca abiler, sosyetik kişilikler, işi gücü, parası,
lüks otomobili falan olan, şehrin en lüks mekanlarında masalar,
localar, lar da lar yaptıran abiler; kendilerine böyle bir ilişki
biçimini layık görecek kadar aciz mi? Eksik mi? Yavan mı? Kurak mı?
Çaresiz mi? Ayy canlarım benim, kıyamam!
Yahu siz kadınları masanıza dekor olarak kullanıyorsanız; bu işler
karşılıklı. Onlar da sizi sağda solda görünmek, gezmek, eğlenmek,
kafa dağıtmak için kullanıyor ve sizden başka bi' şey
beklemiyorlar.
Nedense söz konusu kadınerkek ilişkisiyse, algılar kullanılan
tarafın daima kadın olduğu yönünde çalışıyor. İyi de, sen daha bir
kadınla doğru düzgün ilişki kuramayacak durumdasın be abi!
Hangi güç, hangi para, hangi araba, hangi locadan söz
ediyorsun?
Ciddi ilişkileri geçtim; anladığım kadarıyla senin beraber gezip
dolaşacağın, arkadaşlık edeceğin, tatlı tatlı flört edeceğin bir
kadın arkadaşın bile yok! Yok ki, tanımadığın kadınları masanda
dursunlar diye arayıp bir de hesaplarını ödüyorsun.
Maksat, masan zengin ve popüler dursun. Ah ya!
LOCALIK VE KOCALIK...
Ya evde tek başına can sıkıntısından patladığını, kendinle kalınca
ne yapacağını bilemediğin için panik ataklar geçirdiğini, şişelerce
içmeden iki cümle kuramadığını, eğlenemediğini öğrenirlerse duman
olursun değil mi? Hiç bana 'Yahu ben ilişki yaşamak istemiyorum,
böyle kafam rahat' saçmalıklarından bir demet sunmayın, yemez.
Esas sorun, yeni dönem şehirli erkeklerin kadınlarla aralarının
iyiden iyiye açılması. Kadınlarla ne konuşmayı, ne paylaşmayı, ne
ilişki kurmayı becerebiliyorlar; resmen iletişemiyoruz.
Zaten birazcık akılları olsa (ah keşke) sağda solda, kafe
masalarında anahtarlık kadınlar diye konuşmazlar. Gördüğünüz gibi
kafa da yok bunlarda!
Hadi tam tarifini bulamayıp biz ona çapkınlık diyelim; yahu
çapkınlığın bile adabı, şekli, usulü yok muydu bir zamanlar? Bu ne
saçmalık!
Anahtarlık kadınlarmış! Peki ya hikayede geçen siz adamlara ne
diyelim? Localık adamlar mı?
Hah buldum, biz de erkekleri ikiye ayıralım en iyisi: Localık
adamlar ve kocalık adamlar.
Tövbe tövbeee...