Bin yıldır var.
Ve iyi ki var.
Gelmiş geçmiş en iyi aranjörlerden biri.
Müzik dünyasının neredeyse öne çıkan bütün isimleriyle çalıştı.
Bir müzik üretim makinesi.
Aslında genç ama 18 yaşından beri onu profesyonel dünyada görmeye
alıştığımızdan yaşlı zannediyoruz.
Hele şimdi bir de 130 kiloyken 40 kilo verip, 90 kiloya indi, iyice
gençleşti...
Hürriyet
Fotoğraflar: Fethi Karaduman
Ve işte karşımda İskender Paydaş. Fenerbahçe’nin efsane kalecisi
Cihat Arman’ın torunu, efsane orkestra şefi Muhittin Paydaş’ın
oğlusun! Böyle bir aileden gelmek seni nasıl etkiledi?
-Çok uzun bir süre, bana her şey normalmiş gibi geldi. Dedemin alt
komşusu Ayten Alpman ve İlhami Gencer’di. Üst komşusu Sezen Cumhur
Önal. Karşı komşularımız Erkan Özerman ve Halit Kıvanç. Ben o
zamanlar, hayatta herkes ünlüdür zannediyordum. Evimize sürekli
sanatçılar, müzisyenler gelirdi. Her evde müzik yapılır
zannediyordum. Gözlerimi müziğe açtım, inşallah da öyle
kaparım.
Müzik, hayatının olmazsa olmazı mıydı?
-Her zaman! Benim için nefes almak gibi bir şeydi. Oyun da, eğlence
de müzikti. Sokakta küçükken arkadaşlarımla müzik oyunları
oynardık. “Sen gitarcısın, ben davulcuyum falan!” der, saçma sapan
sesler çıkarırdık. Neden o enstrümanları benim kadar kolay
çalamadıklarını pek anlayamazdım. Bu özel bir durum değildi. Bizim
evde herkes çalabiliyordu.
Babayla ilişkiler nasıldı?
-Babama hayrandım. Bana büyük bir rock star gibi geliyordu o
zamanlar. İnsanlara verdiği elektrik öyle bir şeydi.
Peki senin oğlunla ilişkin nasıl?