Pazar gününün röportajıydı. Hayatımda gördüğüm en cesur, en alkışlanacak insanlardan biri Saadet Öğretmen, İzmir'in bir köyünde yaşanan toplu istismar olayını nasıl ortaya çıkardığını anlattı. Bugün konuğum o davanın takipçilerinden, İzmir Barosu avukatlarından Nuriye Kadan. İzmirli kadın avukatlar da, en az Saadet Öğretmen kadar cesur, bu işin peşini bırakmayacaklar, biz de bırakmayalım! Yarın bu konuya Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü'yle devam ediyoruz...
- Sizi tanıyalım...
Ben Avukat Nuriye Kadan. İzmir Barosu’nun Kadın, Çocuk ve İnsan
Hakları Merkezi’nden sorumlu yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda
İzmir Barosu’na kayıtlı 28 yıllık avukatım.
- Kadın, Çocuk ve İnsan Hakları Merkezi olarak bugüne kadar neler
yaptınız?
Öncelikle meslektaşlarımızı kadın hakları alanında eğittik,
sertifika verdik, şimdi de onları merkezimizde görevlendiriyoruz.
Bunun yanı sıra toplumda meydana gelen kadın cinayetleri, kadına
karşı şiddet davalarında da mümkün olduğunca İzmir Barosu olarak
müdahil olmaya çalışıyoruz. Gerçi daha önceleri müdahillik davaları
kabul ediliyordu, şu anda edilmiyor. Ama biz yine de talepte
bulunuyoruz. Ya da yetkisi olan meslektaşımızdan yetki belgesi
alarak duruşmalara gözlemci olarak giriyoruz.
- Sizce bu cinsel istismarlar, Türkiye’nin ne kadar önemli bir
meselesi? Yeteri kadar dikkat çekiyor mu? Yoksa karambole mi
gidiyor?
Özellikle Karaman davasıyla birlikte toplumsal bir farkındalık
oluşmaya başladı. Cinsel istismar evvel eski vardı, şu anda örtünün
üstü biraz aralanıyor...