Başlığın son sözcüğünde duraladım: “yandaşları” diye eklesem mi,
yoksa “Tribünlerdeki IŞİD” deyip bıraksam mı?
Siz olsanız ne yapardınız?
Ben şimdilik okuduğunuz gibi yazmayı yeğledim. Ancak doğru
yaptığımdan emin değilim...
Anlaşılmıştır, Istanbul’da Başakşehir stadyumunda oynanan, Türkiye
- Yunanistandostluk maçından söz ediyorum.
Paris’teki IŞID saldırısında ölenler anısına saygı duruşunda
tribünlerden yükselen “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”
böğürtülerinden, Yunanistan ulusal marşı çalınırken daha da
azgınlaşan ıslıklardan söz ediyorum...
Bu ilk değil.
Daha önce de 13 Ekim’de Konya’da oynanan Türkiye - Izlanda milli
maçında IŞİD’in Ankara cankırımında can verenlerin anısına saygı
duruşunu ıslıklarla protesto eden ve “Şehitler ölmez vatan
bölünmez” böğürtüleri yükselten “Ya Allah bismillah,
allahuekber” diye tekbir getiren on binlerce
“milliyetçi ve Müslüman”ın anısı henüz pek taze...
O da ilk değildi.
2007’nin 4 Şubat’ında, yani Hrant
Dink cinayetinden birkaç gün sonra Afyon’da oynanan
bir maçın tribünlerinde beyaz bere takmış yüzlerce kişi “Hepimiz
Ogün’üz hepimiz Türküz” diye böğürüp acımızı ve utancımızı
katbekat artırmışlardı.