Son iki KHK sessiz sedasız geldi. Ondan
öncekiler de pek “sesli
sedalı” gelmemişti ama bunlar başka.
İçerikleri uzman olmayanların hemen kavrayabileceği gibi değil.
Getirdikleri ise 67 yıldır çok partili parlamenter sisteme alışmış,
kurumları buna uygun olarak düzenlenmiş bir Türkiye’yi çok köklü
değiştiriyor. Hukukun, yargının, icranın ((Hükümet),
yasamanın (Meclis), anlamsız ve işlevsiz kılındığı,
hepsinin ve dolayısıyla siyaset ve ülke yönetimi bağlamında her
şeyin tek adam’a
bağlandığı yeni bir Türkiye getiriyor. Bu Türkiye’nin kalkanı
da güvenlik
bürokrasisinin de (TSK, MİT, polis ve
jandarma) tek adama bağlanması ile
sağlanıyor.
Artı Gerçek haber
sitesinde Yavuz
Baydar ayrıntılı olarak yazdı. Fırsat
bulun, bulamazsanız yaratın ve okuyun. Ayrıca idare hukuku alanında
ülkenin en yetkin akademisyeni
Profesör Metin Günday’ın aynı
konudaki yazısını da okumanızda yarar
var.
Eğer her iki yazıyı da okursanız dehşete
düşmemeniz mümkün değil.
Türkiye 2019’u beklemeden ve 2019’a kadar
ortaya çıkabilecek bütün engelleri bir çırpıda yok eden bir yönetim
sistemine şimdiden mahkûm ediliyor.
Sonuçları bu kadar ürkütücü ve siyasal bağlamda
riskli önlemlere neden ihtiyaç
duyuldu?
Cevap çok karmaşık ve uzun. Ama yine de yalın
ve kestirme birkaç tespit mümkün.
Başat
neden korku olsa
gerek.
AKP Reis’i tek ve mutlak iktidarına giden yolun
engellerle örüldüğünün, bir yol kazasının mümkün olduğunun
farkında. Bundan ölümüne korkuyor.
Partisi içinde yükselen çatırtıların onu
başkanlığa götürecek yolu tıkayabileceğinden korkuyor. Muhalefetin
son referandumda seçmenlerin sadece yarısının oyunu
toplayabildiğini ve 2019’a doğru seçmen tercihinin AKP’nin ve
kendisinin sonunu getirebilecek bir yörünge izlemesinin mümkün
olduğunu görüyor.
Kürt siyasal hareketinin onca darbeye rağmen
diz çökmeyişi, boyun eğmeyişi onu çileden çıkarıyor. Daha hunhar
bir ezme, silme, kazıma politikasının ancak bu son KHK’lerin
getireceği olanaklarla sağlanabileceği
kanısında.
Tek çare 2019’da hedeflediği noktayı iki yıl
öne
çekmek, şimdiden 2019
koşullarını yürürlüğe sokmak.
Kısaca: KHK’lerle
yönetilen bir ülke olmak yetmiyor;
bu Erdoğan’ı kesmiyor. O yüzden
bir (hatta birkaç adım) ileriye sıçranıyor ve
bir KHRK rejimine
geçiliyor.