Bugün, yarın, öbür gün geçti mi 1 Mayıs!.
İşçilerin, emekçilerin, emeğe saygı duyanların uluslararası birlik
ve mücadele günü.
Bayramımız...
1 Mayıs’ın Türkiye için bir başka anlamı daha var: Yıllardır
yasaklıydı. 1976’da DİSK bu yasağı kırdı. Taksim Meydanı’nı yüz
binlerin buluştuğu, “Yelin işçiden, işçiden yana estiği” bir bayram
yerine çevirdi.
Ancak siyasal iktidarlar, devletin derinliklerinde yuvalanmış
karanlık güçler 1977’den beri bayramı bizden esirgemek, bayramı
zehir etmek, bayramı kana bulamak için inat ettiler ve inatlarından
asla vazgeçmediler.
İşte o yüzden 1 Mayıs devletin zorba gücüyle, devletin dizginlerini
elinde tutanlarla hesaplaşma günüdür. İktidara gelecekleri
günlerde, seçim kampanyalarında koca koca afişlerle “1 Mayıs
Taksim’de kutlanacak” diyen ve verdikleri sözleri ahlaksızca
yalayıp yutmaktan utanmayanlarla hesaplaşma günü...
***
Üç gün sonra 1 Mayıs.
Akıl üstün geldi.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin oluşturduğu 1 Mayıs Komitesi kararını
açıkladı. Bayram Bakırköy Halk Pazarı’nda kutlanacak. Adı bile
güzel: Halk Pazarı.
Böylece AKP iktidarının 1 Mayıs’ı TOMA, biber gazı, polis copu,
polis tekmesine indirgeyen ve olanca pişkinliği ile “Bakın
istikrarı, huzuru bozmak isteyen teröristler, İstanbul’u yine
çatışma alanına çevirdi” diyeceği kirli propaganda taktiği açığa
düşürüldü.
1 Mayıs’ı işçilerin, emekçilerin, emeğe saygı duyanların mücadele
günü oluşunu “Polisle çatışma, polislerle köşe kapmaca oynama”
olarak kavrayanlara karşı 1 Mayıs’ı dev bir kitlesel buluşmaya
dönüştürüp iktidara “Gör bakalım, el mi yaman, biz mi yaman”
diyecek muhteşem bir meydan okuma tercihi ağır bastı.
İyi oldu. Çok iyi oldu.
Bayramı, bayram gibi kutlayabilmemizin koşulları yaratıldı.
Şimdi sıra bizde. Sınav bizim sınavımız.
1 Mayıs bayramında bayramlıkları kuşanıp, çocuğunun elinden tutup;
karısı, kocası, sevgilisi, arkadaşıyla el ele tutuşup Bakırköy Halk
Pazarı’na akma günündeyiz.