Biliyorum, sahicisi değil,
Nobel’in alternatifini aldık.
Ve daha itibarlısını...
Soğuk savaş yıllarında sık sık, antikomünizmin ödüllendirilmesi
gibi bir sabıka da taşıyan, “beyaz adam”ların “beyaz adamlara”
öncelik ve önem verdiği, onları ödüllendirdiği için haklı ve sert
eleştirilere uğrayan Nobel’e karşı bizim
aldığımızAlternatif Nobel insan hakları,
özgürlükler için yoksullukla mücadele ve sağlıklı bir çevre için
çaba gösterenleri ödüllendiriyor.
Yani benim gözümde daha itibarlı. Ödüllendirilen için daha onur
verici...
Yine de yazının başlığı “Eyvah” diye başlıyor.
***
Nasıl başlamasın?
Cumhuriyet Alternatif Nobel’le ödüllendirilip
onurlandırılmadan önce birileri için zaten
bir “nefret objesi” halindeydi.
AKP medyasının, üfürmeyi gazetecilik sanan kalemlerinden,
kendilerini ulusalcı olarak adlandıran milliyetçilere kadar genişçe
bir kesim için Cumhuriyet, Gülen Cemaati’nin ele geçirdiği,
kadrosunda çok sayıda FETÖ’cü bulunan bir gazeteydi.
Kanıt mı?
Bunu söyleyen ve papağan gibi tekrarlayanların kanıta ihtiyaçları
yok ki. “Öyle diyorsak öyledir” deyip aynı sakızı
çiğnemeye devam ediyorlardı.
Çok zorlanırlarsa “MİT TIR’ları haberini Cumhuriyet’e kim
verdi? Savcı ile jandarma subayları. Onlar şimdi
FETÖ’cülükten tutuklu. Demek ki Cumhuriyet de FETÖ’cü”
gibisinden bir mantıkla ses yükseltiyorlar.
Kendi adıma, MHP kongresini izleyince ülkücü-faşist, Abant
toplantısı izleyinceFETÖ’cü, CHP kurultayını izleyince sosyal
demokrat, Afganistan iç savaşını izleyince KGB ajanı, Kandil’e
gidince PKK’li ilan edilmeyi kanıksamış biriyim. O yüzden
“Cumhuriyet’e FETÖ’cüler doldu” yollu tırışkadan cümleler
kuranlar umurumda değil.
Ama benim umurumda olmaması, onların şimdi “Vay düşman
bellediğimiz bugünküCumhuriyet’e Alternatif Nobel ödülü
verildi ha” diye ayaklanıp kalem bileyeceklerini biliyorum ve “Ulan
bunlar yine zıvanadan çıkacak, böğürtülerini yükseltip
başımızıağrıtacaklar”
öngörüsüyle “Eyvah” diyorum.