Bir süre önce sermayenin ağır toplarından bir işadamı ile
Türkiye - AB ilişkileri üstüne bir söyleşi yapıyordum. Kürt sorunu
ile ilgili tek soru sormamıştım. Sormayacaktım da.
Adam durup dururken okkalı bir cümle kurdu:
-Bak şimdi Engin bey kardeşim. Adına Kürt meselesi mi dersin, PKK
meselesi mi dersin, ne dersen de, bu meselenin çözümü çok basittir.
Devlet kesenin ağzını açar, fabrika yapar. Yahut yapacak olana
bedava arsa verir. Bilemedin çok düşük faizli, hatta faizsiz kredi
verir. Yol yapar. Yol varsa duble yola çevirir. Şehir
merkezlerindeki evler bile viranedir oralarda. Yıkar düzgün binalar
yaparsın. Bütün bunlar kaç paraya malolur biliyor
musun? 2-3 milyar dolar yeter de artar
bile. Böylece istihdam yaratılır. Ticaret gelişir. Ortada ne Kürt
meselesi kalır, ne PKK meselesi. Anladın mı?
Anlamasına anladım da benden istenen Türkiye - AB ilişkilerinin
TUSİAD çevrelerinde nasıl görüldüğünden
ibaretti. “Anladım” deyip konumuza döndüm.
Adamın Kürt meselesini bir çırpıda çözüveren, silahları susturan,
Doğu illerindeki Kürtleri mutlu kılan “sihirli
reçeteyi” de unuttum gitti.
***
Dün Başbakan Binali
Yıldırım Diyarbakır’a çıkarma yaptı. Daha birkaç gün
önce“Çözüm mözüm yok kardeşim” dediydi. Dün de “AKP usulü
çözüm”ü uzun uzun anlattı.
TV’ler canlı yayında verdiler. Seyretmişsinizdir.
Kaçırdıysanız Cumhuriyet’in internet sitesinde konuşmanın tam
metnini bulursunuz. Ona da vaktiniz yoksa alıntıladığım şu cümleler
yeter:
- Yatırımlar için dev adımları atıyoruz. Öncelikle terörden zarar
gören 7 merkez için 10 milyarlık toplam tutar yatırım
yapacağız...
Vay be!..
Söyleşi yaptığım iri kıyım işadamının rakamı da aynen
böyleydi: 2-3 milyar dolar.
Koskoca Başbakan böyle tek cümleyle yetinecek değil ya, devam
etti:
-Toplam 36 bin yeni konut yapacağız... 8 ilde 10’ar fabrika
kuracağız. Senede 80 fabrika eder. Toplamda 40 bin istihdam
anlamına geliyor. Fabrikanın içine de makineyi koyuyoruz. Teminat
desteğini de kredi garanti fonundan karşılayacağız... Silvan
Barajı’nı yapacağız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun topraklarını
suyla buluşturacağız. Bolluk ve bereket fışkıracak...
Bir “Vay be” daha.
***