Emekli Büyükelçi Müfit Özdeş aradı ve “Türkiye Cumhuriyeti Devleti; Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu devleti ve Osmanlı devletinin devamıdır. Papa’nın 1700 yıl sonra konsil topladığı İznik ise Türk devletinin Anadolu’daki ilk başkentidir. Bu itibarla, İznik’te Hristiyanlığın köklerine atıfta bulunularak konsil toplanması, bu topraklardaki Türk egemenliğine meydan okumaktır” dedi...
***
Emekli orgeneral Hurşit Tolon ile konuştum. Tolon Paşa, benim “egemenlik paylaşılmaz” konulu yazılarımı da hatırlatarak, “ABD Büyükelçisi Tom Barrack, Papa’nın gelişi sırasında, ‘Ruhban Okulu Eylül’de açılacak’ dedi. Bu adam müstemleke valisi midir ki Türkiye’nin ne karar vereceğini dikte ettirir gibi konuşuyor? Türkiye’de Devlet İstatistik Enstitüsü’nün verilerine göre Ortodoks Rum sayısı üç dört bini geçmez. Bu şartlarda Ruhban Okulu’nu açmak, Türkiye’nin egemenlik haklarına saldırıdır. Çünkü Ruhban Okulu’nun açılması, Papa’nın ziyaretiyle birlikte, Fener Rum Patrikhanesi’ne ekümeniklik yani dünya Ortodoksları üzerinde egemenlik kazandırmaya dönüktür. Bu da devlet içinde devlet demektir. Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin egemenliğinin kısmen devredilmesi söz konusudur.” dedi.
***
Eski milletvekili Oktay Vural ise paylaştığı mesajlarında şöyle dedi: “Papa ziyaretini eleştirenleri ‘Haçlı seferleri geliyor sandılar’ diye karikatürize etmek, Papa’nın gelişinin sembolik arka planını anlamamak demektir.
Eleştirinin konusu: İznik’in 1700 yıl sonra konsil hafızasına açılması, Patrikhane’nin ekümeniklik iddialarının meşruiyet kazanmasıdır.28 Kasım İznik’in kurtuluş günü ve 27 Kasım Haçlı Seferi başlangıç tarihinin bilinçli çakıştırılması, Türkiye’nin kutsal sembollerinin protokole dekor yapılmasıdır. Bunları sorgulayan insanlara ‘küçük devlet gibi düşünüyorsun’ demek Türkiye’nin bin yıllık devlet aklına karşı büyük bir ayıptır.