Akın Atalay, Murat Sabuncu,
Ahmet Şık ve Emre İper bugün bir
kez daha yargıç önüne çıkıyorlar. Akın Atalay ile Murat Sabuncu 1
yıldır, Ahmet şık 304, Emre İper ise 207 gündür tutuklular.
Yani, bu dört arkadaşımızın dördü de aslında bir tedbir olması
gereken tutukluluk yoluyla infaz ediliyorlar.
Arandığını yurtdışındayken öğrenir öğrenmez gelip teslim olan Akın
Atalay’ın bu davranışı üzerine daha da vahim hale gelen tutukluluk
kararları hukukun bütün ilkelerini çiğniyor.
Zaten bu ilkeler söz konusu davanın iddianamesinde çiğnenmiş
durumda.
Söz konusu davadan yargılananların aralarında daha önce tahliye
edilmiş olanların da çoğu, verilecek karar ne olursa olsun, resmen
değilse bile fiilen mahkûm olmuşlarcasına infaz edilmişlerdir. Yani
bu arkadaşlarımız, beraat dahi etseler, belirli bir suçun cezasının
infazdaki karşılığı kadar yatmış olacaklarından, mahkemenin
vereceği bir beraat kararının gerçek yaşamda hiçbir anlamı
kalmayacaktır.
Türk yargı sisteminde, adeta otomatiğe bağlanmış gibi uygulanan ve
artık tedbir olmaktan çıkan tutuklama yüzünden eskiden beri var
olan bu durum, özellikle askeri yönetimlerde ve içinde bulunduğumuz
bu dönemde artık bir tür kurumsal yargısız infaz yolu olmuştur.
*** 12 Eylül’de kimi olaylarda,
hakkında istenen cezanın infazı kadar tutuklu kaldıktan sonra
salıverilen sanıklara tanık olunmuştur. Bu olaylarda, mahkûm
olsaydı infaz yoluyla ne kadar yatacak ise aynı miktarı tutukluluk
yoluyla yatmış olan sanığa “hadi güle güle beraat ettin!”
denmesinin “hukuka oha!” tepkisini doğurması şaşırtıcı
olmayacaktır.
Tabii bu durumdaki uzun tutuklama kararları...