Anayasa değişikliğinin ilk tur oylamasında 338 evet ile iktidar
istediği sonucu elde etti. Her ne kadar, 338 rakamı ilk tur için,
iktidar cephesi kurmayları tarafından hesaplananın altında
olduğundan, AKP’lileri ikinci turdaki olası fireler ile ilgili
olarak telaşlandırdıysa da, ikinci turda zorunlu 330’un bulunmaması
olasılığının çok çok zayıf olduğu görülüyor.
AKP’nin, tıpkı birinci turda olduğu gibi, ikinci turda da istediği
sonucu, anayasa değişikliklerinin gizli oyla yapılmasını amir olan
anayasanın 175. maddesini çiğneyerek alacağı kesin
gibidir.
Arkadaşımız Kemal Göktaş, dünkü yazısında
gizlilik ilkesinin ihlalinin bir iptal nedeni olabileceğini
belirtiyor. Ancak yazı dikkatle okunduğunda, bu AYM’nin, bugünkü
koşullar altında, iptal kararı vermesi ihtimalinin ortadan
kalktığı, dolayısıyla anayasanın 175. maddesinde belirtilen gizli
oy zorunluluğunun ihlalinin yaptırımsız kalacağı da kolayca
anlaşılıyor.
***
Anayasa değiştirilirken anayasa ihlalinin hukuken yaptırımsız
kalması, eylemlerin siyasete, milletvekillerine ve Meclis’e duyulan
saygı ve güveni derinden sarsmasını engellemiyor. Ne yazık ki, salı
günkü oturumda bu sonucu doğuracak sahneler yaşandı.
Oysa, Meclis’e saygı ve güven Cumhuriyet Türkiye’sinin ana ilkesi
ve dayanağıdır. Çünkü bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşı’nı baştan sona
yöneten, asker ve sivil herkesin üstünde olan halk iradesinin
temsilcisi yüce Meclis’ti.
Mustafa Kemal’in büyüklüğü, halk iradesinin
temsilcisi o yüce Meclis’in toplanmasını ve savaşın yönetimini ele
almasını sağlamasıdır. Mustafa Kemal’i Gazi Mustafa Kemal yapan da,
1. Meclis’i Gazi Meclis yapan da aynı etkenlerdir.