PYD-YPG yöneticisi Salih Müslim’in Çekya’da
gözaltına alınıp kelepçelenerek mahkemeye çıkarılması ve ardından
da serbest bırakılması üzerine yine kıyamet koptu ve Ankara bir kez
daha, bu defa Çekya’ya yönelik olarak, terör ile mücadelede tutarlı
davranmama suçlamasını yöneltti. Olaylar geliştikçe öğreniyoruz ki
terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle Ankara’nın talepte
bulunmasına karşın, Salih Müslim konusunda Interpol kırmızı bülten
çıkarmamıştır.
Salih Müslim’e Finlandiya ikamet izni vermiş, Belçika topraklarında
basın toplantısı düzenlemesini kabul etmiş, Çekya da mahkeme
kararıyla serbest bırakmıştır.
Bütün bunlar Salih Müslim’in Türkiye hariç, hiçbir yerde terörist
olarak görülmediği izlenimini yaratıyor.
Peki, Salih Müslim terörist mi, değil mi?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da
belirttiği gibi Salih Müslim PKK’nin 2002’deki 8. Kongresi’ne
katılmış, PKK’nin ve KCK’nin yürütme kurulu içinde yer almış, 2003
yılında Öcalan’ın talimatıyla PYD-YPG’nin
yönetimini ele almak üzere Kuzey Suriye’ye geçmiş bir kişi.
*** Bu durumda PYD-YPG’nin terör
örgütü olduğunu yadsımayan herkes Salih Müslim’in terörist olduğunu
da teslim etmek zorundadır. Hadi Washington’ın bile PKK’nin yan
örgütü olduğunu yadsımadığı PYD-YPG’yi bırakalım bir yana,
Müslim’in salt hemen hemen kimsenin terör örgütü olduğunu
yadsıyamadığı PKK’nin yürütme kurulu içinde yer alması onun terör
örgütü üyesi sayılmasına yeter.
Türkiye bu konuda bilgi ve belgeleri, kanıtları bütün dünyaya
sunuyor.
Ama şimdi denilecek ki “terörist olarak kabul etmemiz için yargı
kararı gerek”. Pekâlâ o da var.
Nitekim Ma...