PARİS - Sevgili,
Paris yaşamının onsuz olmazı olan metronun kimi istasyonlarının
(örneğin Bastille ve Concorde) duvarlarında, İnsan Hakları Evrensel
Bildirisi’nin metinleri yer alır.
Doğaldır. Paris, “Büyük Devrim”in beşiği, 18. yüzyıldan
bu yana da burjuva demokrasinin özgürlüklerinin korkusuzca
yaşandığı bir diyardır.
Ben de Paris’e her geldiğimde kendi ülkemde yaşamadığım
özgürlükleri sonuna kadar yaşamak mutluluğuna erişiyorum.
Hele bunlardan biri var ki, onu tepetepe kullanıyorum.
Hangisi diye sorma! Bulmak için de boşuna kafa yorma!
Ne kadar düşünsen bulamazsın!
Ülkemin rejimi veya yöneticileri hakkında fikrimi özgürce söylemek
veya hırsıza“hırsız”, uğursuza “uğursuz”,
diktatöre “diktatör”, soytarıya “soytarı” diyebilmek
türünden veya düşünce ifade edip yaymak kabilinden temel
özgürlüklerden biri değil. Hatta hiçbir tiranın yasaklamayı
aklından bile geçirmediği basit, kullanması bedava özgürlüklerden
birisi, bu benim sözünü ettiğim.
Sözünü ettiğim yürüme özgürlüğü. Yok yok, öyle üç beş kişi bir
araya gelip de siyasi görüşümüzü haykıracağımız, toplantı - gösteri
yürüyüşleri yasası kapsamına giren yürüyüş de değil. Bencileyin
garip bireyin elini kolunu sallayarak, hayallere dalarak, çok
keyiflenirse ıslık çalarak yürümesi benim kastettiğim.