Ekranda anlatılan öyküyü izlerken kendimi Lewis
Caroll’un “Alice Harikalar Diyarında” adlı masal
kitabındaki küçük Alice gibi hissediyorum ve
Mine’nin kulağına eğilip fısıldıyorum:
-Ali harikalar diyarında!
Gülümseyerek yanıtlıyor:
- Mine de!..
Gerçekten, anlatılanlar 2018 Türkiye’sini yaşamakta olan bizlere
masal gibi geliyor. Oysa Steven Spilberg’in “The
Post” filminde anlattığı, masal falan değil, 1971 yılında ABD’de
yaşanmış gerçek bir öykü.
ABD Savunma Bakanı McNamara’nın isteği üzerine
Vietnam Savaşı ile ilgili olarak bir rapor hazırlarken
Truman’dan başlayarak, birbirlerini izleyen,
Eisenhower, Kennedy, Johnson ve
Nixon’un başkanlık dönemlerinde, aslında
kazanılmasına imkân olmadığı açıkça belli olan savaş konusunda
Amerikan halkını ve dünyayı kandırdıklarını kavrayan ordu analisti
Daniel Elsberg, daha sonra Pentagon belgeleri
olarak adlandırılacak, bu devlete ait çok gizli raporu, New York
Times’ı sızdırır.
*** Olay bundan sonra hızlanıyor.
Nixon iktidarı, New York Times’i vatan hainliği ile suçlayarak,
belgelerin yayımlanmasını engelliyor.
Ama bu sırada belgeler, içinde bulunduğu mali çıkmazı sermaye
piyasasında halka açılmakta arayan, o dönemlerde henüz görece küçük
bir aile kurumu olan Washington Post’un da eline geçer. The Post’un
sapına kadar gazeteci Genel Yayın Yönetmeni Ben
Bradlee’ye patrona bunları yayımlamak için ısrar eder.
Babasının kurduğu Washington Post’un başına kaderin sevkiyle geçmiş
olan kadın patronu Kay Graham, sermaye piyasasının
ve basın dünyasının, hepsi de erkek olan önde gelenlerinin
ihtiyatlı olması, bu belge...