Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan’ın, Yunanistan gezisi sırasında Lozan’ın
gözden geçirilmesini telaffuz etmesi, konuyu Ege’nin iki yakasında
da gündeme getirdi. Ege’nin batı yakasında Türk fobisi, öküz
altında buzağı aranmasına yol açarken, Ege’nin doğusunda Tayyip
Bey’in daha önce Lozan konusunda söylemiş olduğu sözler, çağrının
içeriği konusunda tereddütlere neden oldu.
Pazar günü bu sütunda emekli büyükelçi, değerli diplomat ve
tecrübeli siyasetçi eski milletvekili, yazar Dr.
Onur Öymen, Cumhurbaşkanı’nın
çıkışı hakkındaki görüşlerini ağırbaşlı üslubuyla tüm yönleriyle
irdeleyip görüşünü dile getirdi.
Onur Öymen, konuyu enine boyuna irdeleyen görüşlerini şu özetleme
tümcesiyle bitiriyordu:
- Şimdi yapılması gereken Lozan’ın gözden geçirilmesi değil,
Yunanistan’ın anlaşmaya uymasını sağlamaktır.
Pazartesi günkü Hürriyet’te, Genel Yayın Yönetmeni Fikret
Bila, konuyu Atina Anlaşması’nı da zikrederek bir kez daha
yazınca, tartışmanın bir süre daha devam edeceği anlaşılmış
oldu.
*** Lozan Antlaşması’nın üçüncü
bölümünde (37- 45. maddeler) düzenlenen “azınlıklar” konusu, son
yıllarda Atina ile Ankara arasında sık sık zıt yorumlara neden
olmuştur.
Antlaşma metninde hep “Müslüman ve Müslüman olmayan azınlıklar”
deyimleri kullanılmış olması nedeniyle, Yunanistan Türkiye’nin
Lozan’a dayanarak, “Batı Trakya Türkleri”nden söz etmesine hep
karşı çıkmış, “Batı Trakya Türkleri yok, Batı Trakya Müslümanları
var” demiştir. Lafzi tefsire göre yapılan bu çıkış, antlaşmanın
gayesine uygun tefsiriyle anlamsız kalmaya mahkûmdur.
Lozan’ın 37. maddeden baş...