Perşembe sabahına yurttaşlarımız Cerablus’a yönelik “Fırat
Kalkanı” operasyonunun başladığı haberiyle uyandılar.
Operasyon resmen, Türkiye’nin desteğindeki Özgür Suriye Ordusu’nun,
IŞİD’e karşı bulunduğu yerden, söküp atma eylemidir.
Ama operasyon adından da anlaşılacağı gibi, aynı zamanda
PYD/YPG’nin oluşturmaya çalıştığı koridoru kesmeye, Ankara’nın ne
zamandır arzuladığı güvenlikli bölgeyi oluşturmaya
yöneliktir.
Operasyon konusundaki yorumlar çeşitli, kimi gecikmiş olmakla
birlikte, kaçınılmaz ve yararlı buluyor, başlatılabilmiş olmasını
büyük bir diplomatik başarı olarak görüyor, kimi ise, Türkiye’nin
bir batağa itildiğini, üst aklın oyununa geldiğini söylüyor.
Harekâtın başarısı konusunda bir şey söylemek için erkendir.
Bakalım, PYD/YPG’nin Fırat’ın batısına geçmeyeceği, geçtiği
yerlerde de doğusuna çekileceği konusundaki Amerikan güvencesi
gerçekleşecek mi?
Bakalım operasyon ile IŞİD’in bırakıp çekildiği topraklarda kim
egemen olacak?
Bakalım içinde cihatçı unsurların da bulunduğu ÖSO bu bölgede neler
yapacak?
Bakalım TSK ile PYD/YPG arasında bir çatışma çıkacak mı?
Ve nihayet bakalım TSK girdiği Suriye topraklarından ne zaman ve
hangi koşullarda çekilecek?
Bütün bu soruların yanıtlarını görmeden, TSK Suriye’ye girdi mi,
yoksa itildi mi, sorusuna doğru bir yanıt vermek mümkün değil.
***
Fırat Kalkanı operasyonunun başladığı haberinin yayıldığı 25
Ağustos Perşembe günü öğleden sonra CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
Artvin’in Şavşat ilçesinde PKK’nin uzun namlulu roketatarlı
saldırısına uğradığı haberi geldi.
PKK’nin Artvin saldırısı ile uzantısı PYDYPG’ye karşı yürütülen
Fırat Kalkanı operasyonu arasındaki ilişkiyi görmemek mümkün
değildir.