Beştepe Sarayı’nda düzey yükseliyor. Bu sözlerimden
konuşmaların, görüşmelerin, düşüncelerin içeriğine yönelik bir
anlam çıkarmayın sakın!
Belirtmek istediğim yalnızca saraya çağrılıların rütbelerinin
yükselmesidir.
Nitekim, daha önce muhtarlar çağrılıyordu, şimdi
artık Tayyip Bey derdini kaymakamlara
anlatıyor. Yarın öbür gün Yalova Kaymakamı misali onlar da valiliğe
terfi ediverirler.
Davetlilerin düzeyi yükseliyor, konuşulanların içeriğinde
değişiklik yok.
Cumhurbaşkanı “külliye”nin yeni yönetim anlayışının sembolü
olduğunu belirttikten sonra, muhtarlar gibi kaymakamlara da paralel
yapıyla mücadelede görev düştüğünü, bu konuda gerektiğinde,
kaymakamların doğrudan telefon açıp özel kalemini
arayabileceklerini, aramaları gerektiğini belirtiyor:
Konuşmadan çıkardığımız sonuçlara göre, Tayyip Bey ile
dertleşirlerken bir kısım muhtarlar, kaymakamından, valisinden
memnuniyetini ifade ediyor, bir kısmı da şikâyetlerini
iletiyormuş.
Tayyip Bey bu hususu böylece belirttikten sonra uyarıyor:
• Yani markajdasınız, onu bilesiniz, doğrudan bilgiler
geliyor.
***
Tayyip Bey öncüsü olduğu “sistem reformu”nun(!) yanı
sıra, özellikle yeni bir yönetici reformunun gerçekleştirilmesi
gerektiğini söylüyor ve bu yönetici reformunun iç yüzünü de şöyle
açıklıyor:
• Yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir tarafa!
Peki ne yapmalarnı öneriyor?
Yapılması gerekeni şu şekilde açıklıyor:
• Kendi zihinsel inkılabınızı devreye sokun! “Bunu bu
şekilde yaparım” deyin ve yapın!
Bu sözlerin Türkçe tercümesi şudur:
• Kanunu manunu bırakın bir yana! Aklınıza eseni
yapın!
Daha da doğrusu, kaymakamlara söylenmek
istenen “durum kritikleşince kanunubırakın bir
yana Tayyip Bey ne isterdi diye düşünün ve
onu yapın!”dır.
Anayasanın 104.
maddesinin “Anayasanın uygulanmasını, devlet
organlarının düzenli ve uygun
çalışmasını gözetir” dediği Cumhurbaşkanı’nın
kaymakamlara tavsiyesine bakın:
- Kanunu manunu bırakın bir yana, aklınıza daha doğrusu benim
aklıma eseni yapın!