Bugünlerin geleceğini daha 20. yüzyılın ikinci yarısında
öngörmüştü uzmanlar ve 21. yüzyılın en büyük tehlikesinin asimetrik
savaş olan, küresel terör olacağını söylemişlerdi.
Artık güvende olan bir tek yer yok. New York, Paris, Madrid, Roma;
her yerde tehlike, her yerde terör var.
Terör de küreselleşince artık Paris Halep, Ankara da Şam’dır.
Son terör eyleminin Türkiye’yi devletin kalbinden vurduğunu çok
kişi vurguladı.
Doğaldır, artık Ankara Şam olunca böyle olacağı belliydi. Bu
sonucu, Tayyip Bey kendini, BOP’un eşbaşkanı ilan eder, Ortadoğu
bataklığına mezhepsel apdesle balıklama dalarken düşünmeliydi...
Türkiye artık gırtlağına kadar batmışıtır Ortadoğu batağına. Zaten
“BOP eşbaşkanlığı” da bu demektir.
Bu ortamda, Ankara’daki son terör eyleminin ardında kimler olabilir
sorusunun kesin yanıtını bulmak zordur.
Değerli terör uzmanı Metin Gürcan zaten artık bölgede hiçbir şeyin
siyah-beyaz olmadığını, gri bölgelerin daha fazla olduğunu
belirtiyordu.
***
Bu şartlar altında, Ankara’daki eylemin ardındaki gücü
siyah-beyaz çizgilerle ayırarak saptamak olanaksız. Bir örgüt
bağlantısı bulsanız bile, yanında bir başkasının da çıkması hiç
şaşırtıcı olmayacaktır. Kaldı ki, örgüt bağlantısı saptansa bile
bunun örgütün hiyerarşik yapısı içinde gerçekleşmiş bir eylem olup
olmadığı hep belirsiz kalacaktır. Bir eylemcinin ya da daha da
büyük olasılık, bir grup militanın otonom kararlarının sonucu da
olabilir son eylem.
Bu durumda, eylemin üzerinden 24 saat geçmeden parmak izi tespiti
de yapılarak, en ince ayrıntıları da verilerek, eylemin YPG’li
Salih Neccar tarafından gerçekleştirildiği yolundaki açıklama ciddi
soru işaretleri doğuruyor.
Ankara’nın terör örgütü olduğu yönündeki ısrarlı bastırmalarına
karşın, ABD ve Rusya’nın ve de bütün dünyanın bu savlara kulak
asmayıp destek verdiği PYD’nin şu anda, ses getirecek bir terör
eylemine imza atmış olması kimin işine yarar diye kime sorsanız,
alacağınız yanıt hep “Ankara” olacaktır. Böyle bir durumda herkes
çok haklı olarak, şu soruyu soracaktır:
- PYD neden kendi ayağına kurşun sıkmak anlamına gelecek olan böyle
bir eylemi yapsın ki?
Bu soruya terörün karmaşık labirentlerinde oluşan girift taşeronluk
hizmetleriyle, birden fazla örgütle bağlantılı bir PYD’li
aracılığıyla, kuruluşun bundan sonra, kiminle birlikte yürüyeceği
konusundaki tercihini Rusya lehine döndürecek komplo ihtimalini
ileri sürerek de yanıt vermek mümkün olabilir.
Yine bir ihtimal olarak da Rusya ile PYD’nin elbirliğiyle Ankara’yı
Suriye bataklığına çekme girişimlerine de dikkat çekilebilir.