Biz daha Muhammed Ali’nin cenaze töreninde
neler oldu, Recep Tayyip
Erdoğan’ın talepleri kim tarafından geri çevrildi, Reis
törene gitmekle mi iyi etti, yoksa yarıda bırakıp dönmekle mi,
sorularıyla dikkatlerimizi Louisville’e yoğunlaştırdığımız sırada,
haber Orlando’dan geldi.
ABD’nin Orlando kentinde, Afgan kökenli Amerikan
vatandaşı Ömer Sıddık Metin, ünlü eşcinsel
kulübü Pulse’ı basmış, tüfek ve tabanca ile 50 kişiyi öldürmüş, 53
kişiyi de yaralamıştı. Bu olay, 11 Eylül 2001’den sonra meydana
gelen en büyük saldırıydı.
Gerek ABD yetkilileri yaptıkları açıklamalarda, gerekse,
Başkan Obama halka seslenişinde
saldırıyı IŞİD ile bağlantıladı, terör örgütü de sorumluluğu
üstlendiğini açıkladı.
Bu sırada ABD Ortadoğu’da İslami terör örgütü ile mücadele ediyor,
PYD’nin de yardımıyla IŞİD’i geriletiyordu.
Bölgeden gelen haberlerin verdiği mesaj şuydu:
- IŞİD yenilgi yokuşundan yuvarlanmaya başlamıştır. Artık sonun
başlangıcındayız.
Orlando’dan gelen haber bir anda bu öngörülerin kuşkuyla
karşılanmasına neden oldu.
Acaba gerçekten sonun başlangıcında mıydık, yoksa yeni bir
başlangıcın eşiğinde mi?
***
Acaba IŞİD gerçekten kaybediyor muydu, yoksa kazanmakta
mıydı?
IŞİD bölgede silahlı çatışmayı kaybederken, küresel çapta nefret
yarışını kazanmakta mıydı?
Orlando olayının dünyayı bir kin gezegeni haline sokma sürecine
etkisi ne olacaktı?
Bu soruya yanıt vermek için Ömer Sıddık’tan Donald
Trump’a uzanan çizgiyi iyi izlemek ve Ömer Sıddık’ın
cinayetlerinin Donald Trump’un başkanlık şansını nasıl
etkileyeceğini görmek gerek.
Bilindiği gibi, bu yılın kasım ayında yapılacak Amerikan başkanlık
seçimleri için iki aday çekişecek: ABD ölçütlerine göre ılımlı ve
sağduyulu Hillary Clinton ile
kampanyasını ırkçı, İslam karşıtı, popülist bir çizgiye oturtmuş
olan, bu yönleriyle başarı sağlayarak, başlangıçta kimsenin şans
vermemesine karşın Cumhuriyetçiler’in adayı olmayı beceren Donald
Trump.
Hillary Clinton, kadın aday olmasına, birikimine, deneyimine karşın
geniş kitlelere fazla heyecan vermiyor.
Kimi aşırı sağcıları bile zaman zaman endişelendiren Donald Trump
ise kin, nefret, saldırganlıkla bezenmiş, küstah üsluplu
kampanyasında her geçen gün yol alıyor.
Gerçi anketler Hillary’i önde gösteriyorlar ama gün geçtikçe
aradaki mesafenin kapanmakta olduğu da bildiriliyor.