2015 seçimlerinin en kritik sorularından biri de seçime parti
olarak girme kararı almış olan HDP’nin barajı aşıp
aşamayacağı.
Demokrasiden ve Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesinden
yana olan herkes HDP’nin barajı aşmasını temenni ediyor.
Yapılan kamuoyu yoklamaları da HDP’nin barajı aşma olasılığının
gittikçe güçlendiğini gösterirken, çeşitli kesimlerden kişiler de
HDP’ye desteklerini açıklıyor. Ama henüz hiçbir şey kesin değil ve
anketlerdeki yanılma payları da göz önünde bulundurulduğunda,
HDP’nin yine de baraj altında kalması mümkün.
Hemen belirteyim, HDP’nin barajı aşmasını dileyenler safındayım.
Seçim ertesinde, Kürt sorununun artık kaçınılmaz biçimde, ciddi
olarak kamuoyu önüne geleceği ortamda HDP’nin parlamentoda
bulunmaması eşyanın tabiatına aykırı olacaktır. Kürt sorununun iki
tarafından da yararına çözümü, ancak bunun demokrasiden geçtiğinin
anlaşılması ve de gereğinin yapılması ile mümkün
olacaktır.
Kürt sorununun iki türlü çözüme ulaştırılabileceği gerçeğini
görmezden gelemeyiz.
Ya Kürt sorunu demokrasi sorununun bir parçası olarak çözülecek ya
da çözüm etnik kimliğin vurgulanmasında aranırken, demokrasi
hasıraltı edilecektir.