Bulutların üzerinde gezinenlerin Fırat’ın doğusuna Türk
müdahalesini bekledikleri bir sırada, Ankara ile Washington
“güvenli bölge” konusunda anlaştıklarını açıkladılar.
Berrak yazılarıyla kavram kargaşasını gideren arkadaşımız
Mehmet Ali Güller’in de katkısıyla, Cumhuriyet
okurlarının bu konuda kafası nettir.
Mehmet Ali Güller, son “anlaşma” konusunda da açık ve net bir hükme
vararak, şunları söylüyor:
“Anlaşılan o ki ABD, Türkiye’yi kaybetmemek için, AKP de ABD’yle
daha fazla karşı karşıya gelmemek için bir ortak noktada uzlaştı.
Ancak iki ülkenin stratejik hedeflerinin birbirlerine uymaması
nedeniyle kesin bir anlaşmanın sağlanamayacağını şimdiden
belirtelim!”
Yani taraflar, karşılıklı yalanlarla bir süre daha oyalanma
konusunda anlaşmışlar ve belirtmeye gerek yok ki, ortaya Türkiye
açısından yaşamsal tehlikeler arz eden bir durum çıkmıştır.
Peki Türkiye’nin Amerikan emperyalizminin bölgedeki çıkarlarına,
kuvvet kullanarak karşı çıkması ve Kuzey Suriye koridorunu askeri
operasyonla PKK’nin uzantılarından temizlemesi imkânı var
mıydı?
Her ne kadar, teorik olarak böyle bir olasılğın var olduğu
söylenebilirse de, böyle bir iddia yaşamın gerçekleriyle
bağdaşmamaktadır.
*** Böyle bir operasyon
imkânsızdır.
Bu imkânsızlık salt Amerikan emperyalizminin gücünün karşı durulmaz
olmasından kaynaklanmıyor.
Emperyalizmin, karşı konulmaz sanılan gücünün hiç umulmadık
zamanlarda alt edilebildiğinin örnekleri tarihte mevcuttur.
Bunların en şanlılarından biri de, 20. yüzyılın başında yaşanmış
olan “Anadolu...