Şu günlerde etrafa şöyle bir bakarsanız
göreceğiniz, FETÖ “tehdidi”, dolayısıyla
da FETÖ soruşturmaları, kovuşturmaları, gözaltıları, tutuklamaları,
mahkûmiyet kararlarının bütün hızıyla
sürdüğüdür.
15 Temmuz’da akim kalan darbe girişimi
sayesinde ilan edilen OHAL’in sağladığı imkânla KHK’ler ile on
binlerin tepesine balyoz gibi inildi.
Kamu hizmetinden atılanlar, askeri vesayet
dönemlerinin tümünün toplamında atılanları fersah fersah geride
bırakmış durumda. İtilenlere, kakılanlara, atılanlara, tıkılanlara
bakarsanız havada, karada, denizde, TSK’de, poliste, akademide,
yargıda, her yerde FETÖ var. “Sarmış yine
afakını bir dud-ı
muannid” örneği bütün ufukları koyu bir FETÖ
sisi kaplamış, göz gözü görmüyor.
Ve yine bakarsanız, FETÖ ile mücadele bütün
ciddiyeti, hiddeti ve şiddetiyle sürüyor.
***
Ama biraz durup dikkatle bakarsanız, bu
görüntüyle çelişen olaylarla
karşılaşırsınız.
Karşılaşacağınız görüntü, FETÖ tehdidinin
olmadığı değildir, FETÖ’nün devletin en derinlerine kadar sızdığı
bir gerçektir. Ama dikkatle baktığınızda görürsünüz ki bunca, afura
tafura, patırtıya gürültüye karşın FETÖ’ye karşı ciddi olarak
gerekli mücadele yapılmamaktadır.
Önceki günkü
Sözcü’de Kemal Elibol’a demeç
veren eski MHP Kayseri milletvekili Hasan
Ali Kilci, Fethullahçıların Türkiye’deki en önemli şehri
olan Kayseri’de AKP’nin yetkili isimlerinden birinin adliyede iki
gün nöbet tutarak FETÖ soruşturmasında suçlanan bazı kişileri
kurtardıklarını açıklamıştır. Kilci şunları
söylüyor:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
sözü var, ama FETÖ’nün inlerine
girilemiyor... Gerçek Fethullahçılar şu
anda geziyor, fink atıyor. Birçoğu da
devlet kademelerinde halen
görevde. Kayseri’de FETÖ ile ilgili
mücadelenin yüzde beşi bile yapılmadı.
Şimdi bakıyoruz 3-5 gariban ya tutuklu
ya ihraç ya açıkta.Halbuki gerçek Fethullahçılar şu anda
geziyorlar... Esas mesele siyasi
ayakta...”