Çözüm süreci denen ne idüğü belirsiz, gerçekte sadece savaşmama
hali olan durum sona erdi, çatışmalar yeniden başladı. Aslında
başka türlü olması da
beklenemezdi.Erdoğan AKP’si, ne çözüm yolunda
daha fazla ilerlemeyi ne de gerçek barışı sağlayabilirdi. Savaşmama
halleri de yapıları itibarıyla, geçicidirler ve kaçınılmaz olarak
ya yeniden çatışmaya dönüşür ya da barışa evrilme yoluna
girerler. “Çözüm süreci” Tayyip Bey’in isteği üzerine
yeniden çatışmaya dönüşle kapandı.
Yazık oldu. Çünkü 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin, dışarıdan
verilmiş ödünç oyların da katkısıyla barajı aşması, Kürt sorununun
çözümünde siyaset yoluyla sonuç alınabileceğini
kanıtlamıştı.
Ama bu yolda ilerlemeyi Tayyip Bey de istemedi, Kürt hareketinin
silahlı kanadı da.
Her iki taraf da siyasi çözümü baltalamak için elinden geleni
yaptı. Başarılı oldu da.
Oysa son 30 yılda yaşadıklarımız, silah yoluyla iki tarafın da
amaçlarına varamayacaklarını kanıtlamıştı. İki tarafın da
kazanamadığı bir savaş söz konusuydu.
***
Son yıllarda yaşananlar, barışçıl çözüme ikna olma konusunda
toplumun da önemli mesafe aldığını gösterdi.
Ama Tayyip Bey, 7 Haziran oylamasındaki bozgunun esas nedenlerinin
kendi baskıcı tutumu, dayanılmaz boyutlara ulaşmış tutkuları
olduğunu görmeyip kaybının nedenini çözüm sürecine bağlayınca,
MHP’ye kaptırdığı oyları geri alabilmek umuduyla savaş tamtamlarını
çaldırmaya başlamıştır.
Hesap, çatışma ortamıyla şoven duyguları okşayıp erken seçimde
bunları oya çevirerek AKP’nin Meclis’te yeniden, tek başına
çoğunluğu kazanması ve kendisinin de “Başkan Baba”lık
yolundaki yürüyüşüne devam etmesidir.
Tayyip Bey, savaş ve ülkede istikrarsızlık ortamını, seçim
hesaplarının temeline oturturken kendi ayağına kurşun
sıkmaktadır.
Her şeyden önce hesabın tutacağı kuşkuludur. Bir yandan etnik
terör, bir yandan IŞİD ile mücadele, öte yandan ekonomik koşullar
Türkiye’yi nereye varacağı belli olmayan çok vahim bir kriz
ortamına sürükleyebilir. Bunda kimin altta kalacağı da belli
olmaz.
Eğer hesap tutarsa o takdirde de kendi kendisine temizlenmesi güç
durumu miras bırakmak gibi abes bir davranışın içine girmek söz
konusudur.