AKP’nin 2002 yılında iktidara geldiği zaman ilan ettiği hedefi
şuydu:
İslam ile kapitalizmi bağdaştırarak, ülkede bölgede ve dünyada
kapitalizmin ve onun son aşaması küreselleşmenin genel gidişine
eklemlenmek, bu amacın gerektirdiği piyasanın güvenini sağlayacak
denetim mekanizmalarını koruyarak, Türkiye’yi İslam inancı ile
kapitalizmi uzlaştırmış egemen dünya düzeninin gerekleri
doğrultusunda davranır yola sokmak.
Formülü CIA’nın laboratuvarlarında geliştirilmiş olan model, ılımlı
İslam olarak yazılıyor, uyumlu İslam olarak okunuyordu.
Model yalnız Türkiye’ye özgü olmayıp evrenseldi ve Türkiye’deki
aygıtının başındaki kişi de başlangıçta bu evrensel misyonun
gerekli kıldığı ağırlıkla siyasal çekicilik gücüne sahip
görünüyordu.
AKP’nin 2002’de iktidara geldiği zaman, açıkça ilan etmediği bir
amacı daha vardı.
O da laik Cumhuriyetin kazanımlarını ortadan kaldırmak, Türkiye’yi
mezheplerin tarikatların egemenliğinde, laiklik karşıtı, yalnız
rejime ve onun egemenlerine biat edenlerin yaşama, çalışma,
kazanma, her türlü denetimden azade olarak ceplerini doldurma
özgürlüğüne sahip oldukları yeni bir yönetimin sultası altına
sokmak.
*** Laik Cumhuriyet karşıtlığı, onun
kurucusu ve simgesi olan Mustafa Kemal Atatürk
düşmanlığını da kaçınılmaz olarak beraberinde getiriyordu.
Gizli gündem, AKP’nin liderine İslam dünyasının önderi olarak içte
ve dışta destek sağlayarak, güçlendirmeyi de öngörürken, aynı
zamanda amacın gerçekleşmesine elverişli yeni dengeleri de zorunlu
kılmaktaydı.
Başlangıçta, açık gündem ile gizli gündeme yönelik dengelerin
oluşturulması uyum içinde yürütüldüyse de, zaman içinde gizli
gündem doğrultusunda atıla...