Devlet
Bahçeli’nin, Tayyip Bey’in “Başkanlık
Sistemi” etiketli, “Anayasal Reis Rejimi”çabalarına
payanda olma girişimi çoğu kimseyi şaşırttı.
Kimileri, Devlet Bey’in manevrasındaki
hikmeti anlamakta zorlandı.
Kimileri bu politikanın ardında büyük devlet adamlığının, siyaset
üstatlığının etkileri olduğunu iddia ettiler ve tabii ki,
iddialarını kabul ettirmekte çok güçlük çektiler.
MHP Genel Başkan
Yardımcısı Semih Yalçın cuma
günü yaptığı açıklamada,“Türkiye’de rejimin hasta ve yaralı,
sistemin krizde olduğunu, bu durumda MHP’ninAKP’nin değil,
sistemin nefesini açmak için harekete geçtiğini” ileri
sürdüğü açıklama da konuya herhangi bir açıklık getirmediği için
gerekçe arayışları devam emektedir.
Sanırım, MHP’nin son politik manevrasının püf noktası
Sayın Devlet Bahçeli’nin adının ardında
yatmaktaydı.
Ama dilerseniz daha gerilere Cumhuriyetçi Köylü Millet
Partisi’nin Türkeş liderliğinde MHP
olduğu dönemlere gidelim.
***
Türk milliyetçiliğinin önderi olmak savıyla siyaset sahnesinde
boy gösteren MHP, efsanevi lideri Alparslan Türkeş döneminde,
anti-komünist ve her türlü sol karşıtı ideolojisiyle siyaset
sahnemizin soğuk savaş ürünü markalarından birincisi olma
konumundaydı.
Hareketin anti-komünist yanı, “milliyetçi” yanından her
zaman daha baskın çıktı ve sol karşıtı cephenin silahlı vurucu
gücünü oluşturan MHP, Türkiye’nin 12 Eylül’e gelişinde öncü rol
oynadı.
Daha Devlet Bahçeli partinin dizginlerini ele geçirmemişti, ama MHP
için “ABD’ninarkabahçesi” nitelemesi o zaman da
yaygındı.
MHP’ye de darbe indirerek, çoğu çevreyi, “Fikirlerimiz
iktidarda ama biz hapisteyiz,bu ne iştir?” şaşkınlığına iten
12 Eylül darbesinin Türkeş’i de uzun uzun düşündürdüğü, son
dönemlerine tanık olanlar tarafından dile getirilmiştir.
MHP, 21. yüzyıla, Türkeş’in karizmasına sahip olmasa da,
otoritesini aratmayan Devlet Bahçeli liderliğinde
girmiştir. Devlet Bey’in, partiyi
silahlı milis gücü konumundan çıkarmadaki büyük etkisi bütün
gözlemciler tarafından, tartışmasız kabul edilmektedir. Parti
Devlet Bahçeli döneminde, anti-komünist hareketin vurucu gücü
görüntüsünden temizlenmiştir.
Yine de, Ecevit’in koalisyon hükümetinden
çekilmek ve ABD’nin Körfez Savaşı sırasında Türkiye’de BOP’a
müzahir olacak yeni bir iktidar için dizayn
ettiği Tayyip Erdoğan önderliğindeki
AKP’nin kazandığı 2001 erken seçimlerinin önünü açan tutumu
dolayısıyla, Devlet Bey’in “arkabahçe” işlevi güdeme
gelmişti.
O zaman ABD – Erdoğan zıtlığı olmadığından bu işlevin ABD’nin mi
yoksa Tayyip Bey’in mi arkabahçeliği olduğu tartışması da
yapılmamıştır.