AKP Sözcüsü Mahir Ünal 16 Ocak günü yaptığı
açıklamada, CHP’yi sınırımızda bir terör devleti kurma peşinde olan
ABD’nin iktidara yönelik kuşatma hareketinin içerideki temsilcisi
olarak yanına marjinal gruplar ve HDP’yi alıp, isyan çağrıları
yapmak ve iç karışıklık tehdidinde bulunmakla suçlamıştır.
Aynı Mahir Ünal ondan altı gün önce yaptığı açıklamada,
“Kılıçdaroğlu CHP’sinin ve arkadaşlarının pozisyonlarının yerli ve
milli olmadığını” söylerken partisinin son zamanlarda sürekli
yinelediği nakaratı bir kez daha tekrarlıyordu.
Doğrusu, ABD’nin ikinci Irak operasyonu öncesinde, BOP’a Türkiye’de
bir dayanak oluşturmak için Washington ve Walt Street tarafından
dizayn edilmiş olan AKP’nin sözcüsünün, Kurtuluş Savaşı TBMM’sinin
Birinci Grubu’ndan doğmuş olan CHP’yi milli olmamakla suçlayıp, bir
zamanlar genel başkanının, tüm dünyaya seslenerek BOP
eşbaşkanlığına adaylığını ilan ettiği bir partinin milli ve yerli
olduğunu iddia edebilmesi için toplumsal izansızlığa sonsuz bir
güven duyması gerekirdi.
*** AKP bu izan yoksunluğuna sonuna
kadar güveniyor olmalı ki genel başkanı kendini milletin Kâbe’si
olarak ilan etmekte ve “millet benim” demekten çekinmemektedir.
Bir BOP hazırlık projesi olarak şeriatçı - evanjelist ortak yapımı
AKP, bir kere kendini milletin Kâbe’si olarak kabul ettirdikten
sonra Reis’e biat etmeyen herkesi milli güçlere karşı, yabancıların
ajanı veya ortağı olmakla suçlayabilecek, böylece iktidarını
pekiştirme yolunda kendisi için şart olan düşmanı da halka
gösterebilecektir.
Düşman kavramı doludizgin totalitarizme koşmakta olan rejimlerin
“onsuz olmazı”dır.
Şu sırada ihtiyaç duyduğu dış düşmana sahip olan AKP, yalnız...