Uzun yıllar Cumhuriyet’te birlikte
çalıştığım arkadaşım Orhan
Bursalı, ufuk açan yazılarını atlamadan ilgiyle,
beğenerek okuduğum bir meslektaş. Perşembe günkü köşesindeki
başlığa göz atar atmaz güldüm.
Öyle bir başlıktı ki yazının tamamını okuyup,
cevabı almadan önce bile salt sorunun kendisiyle çok şeyi zaten
kendiliğinden anlatıyordu.
Başlık şöyleydi:
“AKP kaybederse iktidarı teslim eder
mi?”
16 Nisan halkoylamasında meydana gelenlerden
sonra daha da bir anlam kazanan bu soruya herkesin vereceği yanıt
değişik olabilir. Kimi “bırakır” kimi de
“bırakmaz” diyebilir.
Ama bu konuda soru işaretinin bütün zihinlerde
çengellendiği günümüz Türkiye’sinde izan sahibi olan kimse şunu
söyleyemez:
- Bu da ne biçim soru?
Oysa, aynı soruyu, Fransa, Almanya,
İngiltere’de daha da kişiselleştirerek, Macron,
Merkel veya Theresa May için ortaya
atsalar, kamuoyunda oluşacak ortak cevap aynen şu
olacaktır:
- Bu ne biçim soru?
Hatta, gazetenin okurları, soruyu ortaya atan
kişinin akli melekelerinin yerinde olup olmadığını bile sorgulamaya
başlar.
Gerçekten Fransa’da bir gazetede “Macron
kaybetse iktidarı teslim eder mi” sorusunun sorulabileceğini
düşlemek bile mümkün değildir.
***
Bırakın bir yana Macron’u, 1958’de paraşütçülerin gösterileri üzerine asker dayatmasıyla iktidara gelmiş olan, “partiler rejimi”ne alerjisini her fırsatta açıkça dile getirmekten çekinmeyen General De Gaulle için bile böyle bir soru sorulmadı.