Sevgili,
Bugün, Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi’nde, 6 - 7 Eylül 1955
olaylarını 60. yıldönümünde anmak üzere düzenlenecek ayine kaç
kişinin katılacağını bilmiyorum. Bildiğim, bundan 60 yıl önce, 6 -
7 Eylül 1955’te İstanbul’un o zaman 1 milyon nüfusunun içinde
sayıları 100 bini bulan Rum hemşerinin sayısının, bugün 15 milyon
içinde 2500’e düştüğüdür.
Mübadelenin üzerinden yıllar geçtikten sonra, Rum kardeşlerimizin
yoğun olarak göçmelerine neden olan 6 – 7 Eylül olayları
vahşetidir.
6 - 7 Eylül olayları 20. yüzyılın en büyük vandalizm olaylarından
biridir.
455 yılında Roma’yı yağmalayan Slav Vandallardan
gelen “vandalizm” özetle“bilerek ve isteyerek, kişiye ya
da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zararverme
eylemi” olarak tanımlanabilir.
Türkiye ile Yunanistan’ın arasının gergin olduğu bir dönemde, 6
Eylül 1955 günüAtatürk’ün Selanik’teki evine bomba
konduğu provokasyonu üzerine, İstanbul’da sokaktaki yerli ipsiz
sapsızlar ile çevreden getirilmiş, bindirilmiş kıtaların Rum,
Ermeni, Yahudi vatandaşların ve yanlışlıkla da kimi Müslüman
kökenli Türklerin evlerine, işyerlerine mallarına, araçlarına
saldırıları vandalizm örneğidir.
***
Olaylar sırasında 15 kişi ölmüş, 300 kişi yaralanmış, 4124 ev,
1004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul, aralarında
fabrika, otel bar gibi yerlerin de bulunduğu 5137 mekân saldırıya
uğramış, yüz milyonlarca dolarlık mal tahrip edilmişti.
Ardında Menderes iktidarı bulunan
provokasyon üzerine gayrimüslim vatandaşlara yapılan saldırılardaki
yağma ve tahrip o boyuta varmıştı ki, 7 Eylül sabahı, Karaköy’den
Galatasaray Lisesi’ne giden yol üzerinde çeşitli eşya ve kumaştan
yer bulup da, kaldırım taşlarına basmadan yürümek durumunda
kalmıştım.