AKLIM, mantığım ve genel malumatım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın haklı olduğunu söylüyor.
Paralellerin TSK'ya sızmamış olmasına imkân ve ihtimal yok.
Polis ve yargıdan çok önce orduyu gözlerine kestirdikleri açık.
Uzun yıllardır üzerinde çalıştıkları da herkesçe malum bir sır. Ama
üstündeki giz örtüsü hâlâ duruyor. Kaç kişiler, hangi kuvvette
hangi rütbelere kadar yükseldiler, bilen yok...
Özel istihbari bilgilere sahip olduğu halde, Cumhurbaşkanı da
bilmiyor. NTV yayınında şu ifadeleri kullandı: "Sayıların
verilmesini doğru bulmuyorum ama 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nde
yoktur tezi'nin doğru olduğuna da inanmıyorum. Çünkü bunların
sızmadığı yer yok. Bütün kurumlara sızdılar. Kendilerini kamufle
etmesini gayet iyi biliyorlar..."
Sayıları ve rütbeleri bilinmeyince operasyon kabiliyetleri, neye
güç yetirip neye yetiremeyecekleri de kestirilemiyor. Kapasiteleri,
adanmışlıkları, ellerinin kollarının nerelere kadar uzanabileceği
hakkında bize fikir veren tek şey, MİT TIR'ları olayına adı karışan
jandarma subaylarının kıdemleriyle gözü karartmışlıklarıdır.
* * *
Ağustos ayı geliyor yine. Yüksek Askeri Şûra'nın terfi, tayin ve
tasfiye için toplanma tarihi...
Terfi şûrası yaklaşıyorsa muhakkak bir spekülasyon ve ispiyon
pazarı da kuruluyordur. Ayak kaydırma zamanı çünkü.
TSK'da paralel temizlik yapmaya taraftar paşalar ve taraftar
olmayanlar dedikodusu mu ararsınız?... Okyanus ötesinden 'Bir
emriniz var mı, bu aralar darbe falan ister misiniz' diye sorduğu
iddia edilenler fısıltısı mı? Esrarengiz ve fakat son derece
güvenilir kaynaklardan üfürülen 'Top secret' ihbarlar güya
hepsi...
Terfi sırası bekleyen paşalarla düşük rütbeli subaylar arasındaki
paralelci listelerini kimin, hangi şeytani plana hizmet için
hazırlayıp piyasaya sürdüğü ise yine karanlıkta tabii. Arkada kimin
olduğu meçhul.