GELİŞMELER, yurtta da koalisyona, cihanda da koalisyona zorluyor Türkiye'yi.
İçeride tek başına iktidardan, dışarıda ise tek taraflı hareket
etme imkânından olduğumuz bir dönem.
Suriye cephesinde tek taraflı hareket, sonu belirsiz bir macera
demek. İster sınır ötesi güvenlik harekâtı yapıyoruz, ister obüs
toplarıyla bu taraftan dövüyoruz, isterse tampon bölge için
giriyoruz deyin... İstediğiniz kadar savaş değil, işgal değil
deyin, aynı kapıya çıkar.
Gerekçelerinizin haklı olması da yetmez. Çok taraflı bir savaş var.
PYD-PKK, IŞİD, Şam rejimi, İran ile Rusya, ÖSO ve IŞİD karşıtı hava
gücü koalisyonu... Birbirleriyle savaşıyorlar. Hepsiyle birden
savaşamazsınız, hem sahaya girip hem hiçbiriyle savaşmamazlık da
edemezsiniz.
Üstelik zaten tarafınız da belli, Amerika liderliğindeki
uluslararası koalisyonun doğal üyesisiniz. Ha, arada farklılıklar,
koalisyon içi ihtilaflar mı var? Çıkarlar ve öncelikler mi yüzde
yüz örtüşmüyor?
Madem her konuda anlaşamıyorsunuz, anlaşabildiğiniz konulardan
başlarsınız. Mevcut koalisyonunuzla ortak paydalarda bir iç uzlaşma
ararsınız. Müttefiklerinizle görüş ayrılıkları üzerinden
çatışacağınıza, 'dediğim dedik' diyerek inada bindirmezsiniz. Gurur
meselesi yapmadan talep ve beklentilerinizi birbirinize uydurmaya
bakarsınız.
Yeni dönemin ruhu bu. Bütün yollar koalisyona çıkıyor; diklenmeden
değil, uzlaşarak dik durmaya.