Robert Redford’u nasıl bilirdiniz? Yani daha çok sinemadaki hangi yüzüyle hatırlıyorsunuz?
Butch Cassidy and the Sundance Kid’teki sempatik banka, tren soyguncusu olarak mı? Vahşi Batı’nın hızlı silahşörü, suç ikonu bir kanun kaçağı rolüyle mi?
Ya The Sting’deki hınzır dolandırıcıya ne demeli?
Yoksa Akbaba’nın Üç Günü’ndeki karakteri mi? Hani hasbelkader ajandır, kod adı Akbaba ama kendisi akbabaların pis işler çarkında ezilmemek için çırpınan, devletin karanlık yüzüyle cebelleşen kitap kurdu?
Bizim kuşağın hatıra albümünde hepsinin ayrı bir yeri var muhakkak.
Redford yalnızca yakışıklılığı ve karizmasıyla değil, sinemadaki politik imajıyla da bir kuşağın hafızasına kazındı.