Ahmet Varol Yeni Akit Gazetesi

Golan Tepeleri ve siyonist işgal

Şimdiki Suriye diktatörü Beşşar Esed’in babası Hafız Esed 1967 Arap-İsrail savaşında Suriye’nin Hava Kuvvetleri komutanlığı ve Savunma bakanlığı görevlerini yürütüyordu. Bu savaştan...

23 Mart 2019 | 414 okunma

Şimdiki Suriye diktatörü Beşşar Esed’in babası Hafız Esed 1967 Arap-İsrail savaşında Suriye’nin Hava Kuvvetleri komutanlığı ve Savunma bakanlığı görevlerini yürütüyordu. Bu savaştan Suriye’nin büyük yenilgiyle çıkmasının ve Golan Tepeleri’ni kaybetmesinin baş sorumlusu odur. Savaşın ilk 22 saatinde Suriye ordusunun herhangi bir harekette bulunmasına engel oldu. Oysa bu sırada İsrail birlikleri güneyde Mısır ve Ürdün’e karşı toplandığından Suriye ordusunun kuzeyden yapacağı saldırı İsrail’i son derece zor durumda bırakacak ve savaşı Arapların lehine çevirebilecekti. Daha sonra İsrail uçaklarının Suriye birliklerine karşı hava saldırıları düzenlemeleri üzerine de Esed, Suriye birliklerini Şam’a çağırdı. Siyasi yorumcuların çoğunluğunun görüşlerine göre Esed’in 1967 Savaşı’nda böyle davranmasının sebebi onun Suriye yönetimine göz dikmiş olmasıydı. Bu konuda ABD’nin desteğini alabilmek için Suriye’yi savaşta pasif konuma geçirmiş ve yine aynı amaç için Golan Tepeleri’ni feda etmekten de kaçınmamıştır.

1967 Savaşı’nda Kunaytıra şehri İsrail’in eline geçmeden 17 saat önce Hafız Esed’in imzasını taşıyan bir bildiriyle bu şehrin İsrail işgaline geçtiği duyuruldu. Bu açıklama Suriye’nin Kunaytıra’yı İsrail’e teslim etme niyetinde olduğunu ortaya koydu ve Suriye birliklerinin moral gücünü kırdı.

Ancak daha sonra Esed için Golan Tepeleri meselesi bir siyasi prestij meselesi ve ulusal dava haline geldi. 

Golan Tepeleri, Suriye’nin güneyinde yer alan ve Şam’ın Çamlıcası olarak nitelendirebileceğimiz Kasyun Dağı’ndan çıplak gözle görülebilen tepelerdir. 

Siyonist devlet burayı 1981’de “İsrail” olarak gösterilen bölgeye ilhak ettiğini açıkladı. Ancak uluslar arası statüde bu ilhak kabul edilmediği için Suriye’ye ait ve işgal altında tutulan bölge olarak kabul edilmektedir. Ne var ki başta BM olmak üzere bu konuyla ilgilenmesi gereken uluslararası kuruluşlar Siyonist devletin gasp ve ilhak uygulamaları karşısında fiili güç ve baskı araçlarını kullanmadığından resmiyetteki niteleme vakıayı değiştirmiyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
San Remo’da paylaşılan ümmet coğrafyası 27 Nisan 2024 | 67 Okunma ABD’nin “düşünce özgürlüğü”ne saygısı! 26 Nisan 2024 | 67 Okunma Abdülmecid Zindani 25 Nisan 2024 | 226 Okunma Siyonizmin BM üzerindeki egemenliği 20 Nisan 2024 | 77 Okunma İran önemli bir fırsatı kaçırdı 19 Nisan 2024 | 248 Okunma