Ahmet Varol Yeni Akit Gazetesi

Dünya Mülteci Günü

20 Haziran tarihi Dünya Mülteci Günü’ydü. Mısır’daki İslami hareketin önemli şahsiyetlerinden ve bu ülkenin, halkın özgür iradesiyle oyunu kullanabildiği bir seçimle belirlenmiş ilk ve tek...

21 Haziran 2019 | 32 okunma

20 Haziran tarihi Dünya Mülteci Günü’ydü. Mısır’daki İslami hareketin önemli şahsiyetlerinden ve bu ülkenin, halkın özgür iradesiyle oyunu kullanabildiği bir seçimle belirlenmiş ilk ve tek cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’nin cunta zulmüyle hayatını kaybetmesi olayı öncelikli olduğu için dünkü yazımızda ondan söz ettik. Ancak ehemmiyetine binaen mülteciler konusunu da atlamak istemiyor ve Dünya Mülteci Günü’yle irtibatlı olarak günümüzün en önemli meseleleri arasında yer alan mülteciler meselesinden de biraz söz etmek istiyoruz. 

Hicret hadisesi günümüzde “mülteciler sorunu” olarak tanımlanıyor. Bu tanımlama genelde uluslararası prosedürle ilgilidir. Bu da siyasi statüye göre, herkesin doğup büyüdüğü ülkede “vatandaş” hükmünde olması, “vatandaş” sıfatıyla yaşama imkanı bulabileceği ülkede haksızlığa uğratılması, meşru haklarını ve özgürlüklerini elde edememesi durumunda ise bir başka ülkenin himayesine sığınma ihtiyacı duyması sebebiyledir. O yüzden Türkçede yerine göre sığınmacı tanımlaması da yapılıyor.

Çağımızda dünyadaki mülteciler sorununun üç temel sebebi savaş, işgal ve ayrımcılıktır. Diğer sebepleri bu üç ana kategorinin altında, alt başlıklarla sınıflandırmamız mümkündür. Ekonomik sebeplerden kaynaklanan göçler iltica değil, daha iyi yaşam şartları elde etmek amacıyla yer değiştirmedir. 

Çağımızda savaşın büyük çapta göçe ve çok sayıda mülteci ortaya çıkmasına yol açmasının sebebi aşırı derecede yıkıcı olmasıdır. Ne yazık ki çağımızda teknolojinin gelişmesi savaş teknolojisinin de ona paralel olarak aşırı derece gelişmesine ve aşırı derecede tahrip dolayısıyla tehdit edici olmasına yol açmıştır. Savaşın bu tahrip edici yönünden dolayı onun tehdit sahasına giren bölgelerde yaşayan sivil insanlar da en azından canlarını sağlama alabilmek için evlerini terk etme, güvenli bölgelere iltica etme ihtiyacı duyuyorlar.

İşgalin çok sayıda mülteci ortaya çıkmasına neden olması ise işgal güçlerinin yerine göre hâkimiyet altına aldıkları bölgelerdeki mülkiyet haklarını ele geçirmeye çalışmalarından, yerine göre de oralarda yaşayan insanları işgali tanıyıp onu meşru bir hâkimiyet olarak kabul etmeye zorlamalarından ileri geliyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Isam El-Attar’ın ardından! 04 Mayıs 2024 | 353 Okunma Kudüs şehidimize selamlar! 03 Mayıs 2024 | 227 Okunma Vicdanların başkaldırısında yerimizi almalıyız 02 Mayıs 2024 | 94 Okunma San Remo’da paylaşılan ümmet coğrafyası 27 Nisan 2024 | 68 Okunma ABD’nin “düşünce özgürlüğü”ne saygısı! 26 Nisan 2024 | 70 Okunma