Konumuz cehennem!
Yakıcı, kavurucu, boğucu hava nedeniyle değil:
Kapımızdaki savaş ve Papa Hazretleri’nin “Cehennem yok!”
fetvası nedeniyle...
Ama en çok da ABD’nin İncirlik Üssü’müze getirip yerleştirdiği
“Hellfire Füzeleri” vesilesiyle!
***
Hellfire, “Cehennem Ateşi” demek..
Lazer güdümlü, 8 km menzilli, zırhlı araçları ve tankları bile
delik deşik edip ateş topuna çeviriyor.
Amerikalılar, önceki gün, ilk parti “Cehennem
Ateşi Füzeleri”ni İnsansız Hava Araçları’na yükleyip
güney sınırlarımızın ötesinde uçurmaya başladılar.
Artık IŞİD’e mi mesaj veriyorlar.
Beşşar Esad’a mı yoksa, “Bizim semtin adını değiştirin!” diye
Saray’a dilekçe vermeye hazırlanan Ankara’nın Küçük Esat semti
sakinlerine mi?
Belki de “Sırtımız PYD’ye dayalı” diyen HDP ile birlikte
hepsine muhasım RTE’ye!
Kimbilir?
Süper Güç bu; hedefi bir füzeyle iki kuş da olabilir:
İslamiyeti kana bulayan IŞİD ile birlikte, “Cehennem yok!”
diyen Papa’yı da imana getirmek isteyebilir!
***
Aslına bakarsanız Papa Francesco çoktan imana
gelmiş durumda.
O çok yankılanan son fetvası şöyleydi:
- “Kilise artık insanların acı çektiği gerçek bir cehenneme
inanmıyor. Bu, tanrının affediciliğiyle uyuşmuyor. Tanrı
yargıç değildir; o insanların dostu ve affedicisidir. Tanrı
sizi dışlamaz; ancak ve ancak affeder.”
Papa Francesco epeydir, insanların korkuyla, cehennemle değil
sevgiyle yola gelebileceğine vurgu yapıyor.
Tam da tasavvuf felsefesinin öngördüğü gibi.
İslamiyetin özü tasavvuf ise tasavvufun özü de sevgidir. Din
duygusu kiminde korkudan, cehennemden alır gücünü, kiminde
sevgiden, cennetten.
Konu bu sıcakta elbette biraz derin.
Devamı için en iyisi, kıymetli okurlarımızı
gazeteden kopartmadan en olmayacak gibi görünen bir
isme kulak vermeye, tam 40 yıl öncenin
Cumhuriyet gazetesine göz atmaya davet edelim: