Evet - hayır diyen herkese kutlu olsun.
Bugün Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş yıldönümü olduğu için Çocuk
Bayramı.
Ama 18 yaşında milletvekilliği gibi çocuk kandırma yönü ağır
basıyor. Parlamento “konuşulan yer” demek.
İtalyanca “parlare”den geliyor. Ama Tayyip Bey, Meclis’te ısrarlı.
Çünkü sözcük Arapça “cülus” kökünden, “oturulan yer” anlamına
geliyor.
Ve isim tashihi ile adı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olan
yeni düzende TBMM artık Parlamento - konuşulan yer, olmaktan çıkıp
Meclis- “oturulan yer” haline geldi. Yani AKP’nin sloganı
gelecekteki 600 vekilin hayat tarzı oldu:
“Biat et - Otur - Rahat et!”
***
Aslında her şeyi göstere göstere. Ama açık poker bile böyle
oynanmıyor.
“Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyorum. Saygı da duymuyorum!”
demişti.
Şimdi de elbette “O iş bitti... Atı alan Üsküdar’ı geçti!”
diyecektir.
Ama cüret, cesaret ve cerbezesini de takdir etmek şart.
İktidarın ilk aylarında, karizma teşhir etmek uğruna bindiği atın
altında ezilmekten bile ders almadığı için...
Ve inceden dalga geçmek için mi nedir, kendisine hediye edilen
atları kabul edebildiği ve hâlâ atlı atasözleriyle konuşabildiği
için.
Oysa ki İslamda aslolan Üsküdar’ı geçmek değil, mühürsüz Sırat
Köprüsü’nü geçebilmektir.
Allah var ve çok şükür, takıyyeyi çoktan bıraktı. Ama kimseler
nedense pek fark etmek istemiyor.
Başkentin en geniş ormanlık alanına devletin en eklentili, en
görkemli makam binasını yaparken aslında mesajı çok açıktı:
“Devlet Benim!”
Zaten 2010 yılındaki katakulli ile yasal altyapıyı
hazırlamıştı:
“Cumhurbaşkanını halk seçer.”
Saray’ın temelleri de o yıl yükselmeye başlamıştı zaten.
Yıllarca binanın kaçak olmasını tartışmakla vakit geçirdik.
Tıpkı, 7 Haziran seçimlerinde CHP’nin “istikşafi” zevzekliğiyle 45
gün tuzağına düşmesi gibi.
Oysa seçmen, AKP’yi (Yani Tayyip Erdoğan’ı) yüzde 40 seviyesine
düşürmüştü... Ve muhalefete iktidar şansı vermişti bile.
Ama bakan olma sevdalısı kimi anamuhalefet önde gelenleri
uyanıncaya kadar Erdoğan toparlanıp, topu 90’a yuvarladı bile.
Ve ardından da “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye bir çorba
yapıp, “Yerseniz!” diye milletin önüne dayadı.
Milletin yarısından biraz fazlası yedi. Belki de yemeyiz diyenler
daha fazlaydı... Bunun için bir daha ve hakça bir sayım
gerekiyordu.
Ama “Asrın Liderimiz, Ümmetin Önderimiz” önlemini hemen aldı.
Anayasa Mahkemesi başkanına “Gel bakayım buraya marş marş!” AGİT’e
de: “Ey AGİT... Çek git!”i çekiverdi.
***
Her şerde elbette bir hayır vardır. Ama bu referandumda birkaç
hayır birden vardır. Hayatında ağzından büyük bir olasılıkla 1 kez
bile “hayır” sözü çıkmamış milyonlarca vatandaşa “Hayır”
dedirtti.
Anadolu’da “Evet”in zıttı olan “Hayır” sözcüğü gündelik hayatta pek
kullanılmaz; “Yok”, “Yoo!” ve “Olmaz” demek daha pratik geldiği
için kullanılmaz.
Anadolu ve dindar kesim “Hayır”ı hep dinsel ve uhrevi anlamda, yani
“iyi ”, “yararlı” “güzel” ve “bereketli” anlamında kullanır. En çok
da “Hayırlı günler -