Benzetmek gibi olmasın, bir köyde eşekler semerciden çok
şikâyetçi imiş. Yaptığı semerler yüzünden sırtlarında yaralar
açılıyormuş. Sabah akşam dua ediyorlarmış:
“Ah şu semerci ölse de kurtulsak!”
Semerci bir gün ölmüş. Yerine bir başka semerci gelmiş. Ancak onun
yaptığı semerler de sırtlarında yara açmaya başlamış.
“Dua edelim, bu da ölsün!” demeye başlamışlar:
Ama içlerinden biri şiddetle karşı çıkmış:
“Arkadaşlar, bu da ölürse başka semerci gelecek. Biz en iyisi,
Allah’a bizi eşeklikten kurtarması için dua edelim!”
Fıkra bu elbet. Ama halk arasında kadim bir inanç daha
vardır:
“Dünya dört şeyin üzerinde durur:
Haklıların duası, bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, yiğitlerin
cesareti.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya durdukça duracağına inanıyoruz. Bunun
için haklıların da neye, ne için ve ne zaman dua edeceğini iyi
bilmesi şart.
Ve elbette bu duanın kabul edilmesi için de bilgelerin ilim sahibi
olması, yücelerde adalet, yiğitlerde de cesaret bulunması
gerekiyor. Cumhuriyetin 92. yılını kutluyoruz. Benzersizliğini
kanıtlamak istercesine de bu kutlamayı mekân dedikodusu ile
gerçekleştiriyoruz.