“Savcıyım”dan önce “Ben pazarlamacıyım!” da
demişti.
Bisküvi ve gofret işindeki deneyimini de konuşturmak
istiyordu.
Haklıydı.
Demirel’in ünlü sözüdür:
“Siyasetteki başarı herkesin kendi müktesabatını (bilgi
birikimini) konuşturmasındadır!”
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da daha
gerçekçi unvanı ile “Cumhur’un yarıdan azıcık
fazlasının başı” iç politikada kantarın topuzunu iyice
kaçırdı.
Bunu kendisi de fark etti.
Seçime girerken eski balonunu şişirmek yeniden “Dünya (o da
olmazsa bölge) lideri”havası basmaya karar verdi.
İngilizlerin malum sözdür:
- “Politikacı yurtdışına çıkınca ‘devlet adamı’ sıfatı
kazanır!”
***
Dışişleri Bakanlığı, büyükelçilerimiz eliyle epeydir AB
ülkelerini yokluyordu.
Yüz veren çıkmayınca, son çare gurbetçilere sığınmak
oldu.
Her zamanki gibi bir taş iki kuş.
Zaten onlar aynı zamanda seçmendi.
Belçika ve Almanya’da tutulan salonları doldurup taşırmak
gerekiyordu.
Bu görev din ataşelerine verildi: “Çevrenizdeki cami
cemaatlerinden en az 50 kişi ile toplantıya
katılmanız!”
Ataşelerin görevi gurbetçilere Kuran hükümlerini
iletmektir.
“Milletin Adamı” da elde Kuran gezdiğine göre, onun emirlerini
yerine getirmek de sevaptı.