Bu ay, Kuranıkerim’in Hz. Muhammed’e tebliğ edilmeye başlandığı
aydır.
Kutsallığı bundan. Sözcük anlamı ise, “Kumları kızgın eden
gün”.
Kışın dondurucu soğuna bile rastlasa adı öyle olmaya devam
eder.
Bu ayda doğanlara Ramazan ismi verilmesi eski bir geleneğimiz.
T.C. kimlik numaraları üzerinden yapılan bir araştırma, ülkemizde
222 bin 425 Ramazan yaşadığını ortaya koyuyor.
Ayrıca her yıl nüfusumuza ortalama 3 bin 233 Ramazan
eklenmekte.
Ama maalesef Bakanlar Kurulu’nda bir tek Ramazan bile yok.
Acaba bunun nedeni, AKP’li vekiller ve bakanlar arasında bir tek
Alevi bile bulunmayışını dengelemek olabilir mi?
Çarpıntıyla beklediğimiz yeni kabinesinde Tayyip Bey, bir adet
Ramazan’ı bu milletten esirgemez inşallah!
Aslında, AB ile ilişkilerin ısınmaya başladığı bu mübarek günlerde,
eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a da bir şans daha
bahşetmesi yerinde olacaktır.
Neden mi?
Kuran, ramazan ayının faziletlerini Bakara Suresi’nin 185. ayetinde
ayrıntısıyla anlatıyor.
Ki Egemen Bey’in bu sure üzerindeki uzmanlığı İngilizcesinden daha
kavidir.
Ramazan, aynı zamanda bir nedamet, tövbe ve istiğfar (pişmanlığını
dile getirme ve daha da yapmam- etmem-gitmem sözü verme)
ayıdır.
Ki, bu herkes içindir, özellikle de bugünün günahkâr iktidar
sahipleri için bulunmaz bir nimettir.
İslamda en ağır iki günahtan biri kul hakkı, öteki de şirk
koşmaktır. Şirk, şerik şüreka kökünden bir kavram. Tanrı’dan başka
tanrı veya tanrılar olduğunu ileri sürme anlamına geliyor.
“Kul hakkı” kavramını nihayet geçen gün, Diyanet İşleri Başkanı
telaffuz edebildi.
Ama bugüne dek hiçbir bakanın ağzından böyle bir laf duyamadık.
Karpuz kabuğu misali ayakkabı kutuları akla gelir diye mi?
Hele, günde bazen beş vakit konuşan Tayyip Bey’den “kul hakkı”
kavramını duymaya yüzde 99’u Müslüman olan halkımız toptan
hasret.
Kul hakkı lafı etmemesi, dileyelim ki kendisine nutuk ve demeç
yazan danışmanlar arasına bazı zındıkların karışması olmasın!
Özetle...
Bu ay, af dileme, tövbe etme anlamında, belki de sırat köprüsünden
önceki son çıkıştır.
“Kul hakkı”nda af, bilindiği üzere ancak hakkı yenenlerin, yani
milletin affı ile mümkün. (Ki kaçak- göçek dahil son referandumda
milletin yüzde 48.6’sı böyle bir eğilimde olmadığını gösterdi!)
Şirk koşma günahı işleyenler için ise bu ramazan gerçekten son bir
fırsat.
İşte RTE aşkıyla gözü kör olmuşların ettiği bazı laflar:
- Erdoğan’a dokunmak ibadettir.
- Tayyip Bey, Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış bir
liderdir.
- Erdoğan’ı üzmek, Allah’ı üzmektir.
- Tayyip Bey için şükür namazı kılmalıyız.
- Van depremi Erdoğan’a şükredilmediği için oldu.