Trump, bizim
Tayyip Bey gibi kibar değil,
“Esed” demiyor. Doğrudan “Hayvan” dedi. Çünkü
“Esed” aslan demek. (Bizimki ise “e”yi manyelli
söylemekte kararlı. “Esat” derse, Suriye liderinin
“çok mesut-çok mutlu” olduğunu ilan etmiş olacak.
Çünkü Arapça bu anlama geliyor!)
Cumhuriyet okuru, “Amaan, bize ne Arapçadan?”
diyebilir.
Ama gazeteci olarak biz diyemeyiz. Osmanlıca yani, iktidarın
düşmanı sayılabiliriz. “Ne Şam’ın şekeri, ne Arabın
yüzü!” ise hiç diyemeyiz.
TCK 299 var. 4 yıl hapislik var! Çünkü Cumhurbaşkanımız Arap asıllı
bir ailenin damadı.
Suriye’nin tepelenmesini ise alkışlamalıyız.
Dünkü füzelerden sonra AKP iktidarının cümbür cemaat “Şam’da
cuma namazı” aşkı yeniden depreşmişe benziyor. Aman ha!!
“Bunlar camiye de cumaya da karşılar!” diye bir
suç duyurusuna bakar!
***
Türkiye’nin realitesi Tayyip Bey ise,
Amerika ve dünyanın realitesi de şimdilik lepiska saçlı Trump’tır.
(Tayyip Bey için “şimdilik” diyemiyoruz.
Korkudan değil.
Sayın muhalefetin aklını başına toplayacağına dair ışığı henüz
göremediğimizden!)
Trump, Suriye liderine günlerdir el ense çekti durdu. Hem de Tayyip
Bey’in bir dönem resmen “baş belası” ilan ettiği
Twitter’dan!
Trump aslında bizim de başımızın belasıydı, birkaç hafta öncesine
dek.
Çuvallar dolusu belge, bilgi ve kanıt sunduk.
Fethullah belasını iade etmediği gibi, PYD’ye de
“müttefik” muamelesi yapmayı sürdürüyor.
Afrin harekâtımızı ise laga luga ile gölgelemeye çalışıyor.
(Benzetmek gibi olmasın, Putin gibi.)
Putin’i dünya ciddiye alıyor. Ama Trump’ı ilk günden beri kendi
yurttaşları bile fazla ciddiye almıyor.
Her gün yeni bir skandalı ortaya dökülüyor. Eski cinsel
tacizlerinden sonra bir de gayrimeşru çocuğu varmış. Medya
“Allah bağışlasın!” bile demeden bunu diline
dolamaya başladı.
En son bunlara New York Trump Tower’de çıkan yangında 1 kişinin
yanarak ölmesi eklendi.
Zira maliki olduğu binada yangına karşı önlemlerin çok yetersiz
olduğu ortaya çıkarıldı.
Öteden beri siyasette kuraldır:
İçerideki eleştirileri örtmenin ve kendini ciddiye aldırmanın en
kestirme yolu silaha davranmak.
Herkesin “Osmanlı tokadı” yok. Bunlarda da türlü kovboy
numaraları var.
Yanına ebed-müddet müttefik İngilizin Theresa
Hanım’ını aldı. Fransızlar geri kalır mı? Onların tıfıl lideri
Macron’un da ciddiye alınmaya ihtiyacı var.
Ve olan oldu. Suriye’ye füze yağdı.
“Rabia abukluğu” bir yana, Tayyip Bey’in edip edeceği en
saygıdeğer laf “Dünya 5’ten büyüktür”!..
En çok silah üreten ve en fazla silaha sahip olan bu 5’lidir...
Daha da beteri 3’ü bir araya gelince çoğunluk ediyorlar. Şimdi 3’ü
bir aradadır.
Ve Rusya da 3’ün 1’i gibi ortada kalmıştır. Umudumuz Çin. O ise
şimdilik daha çok üreme ve üretme peşindedir.
***
Ah “zamanın ruhu”! Laf aynı laf
ama, her laf, her zaman söylenemiyor.
“Twitter diye bir bela var. Ahlaki değerlerden
nasip almamış olanlar tweet atıp
duruyorlar!”
Eğer Tayyip Bey bu lafları 9 Haziran
2013’te değil de önceki gün etmiş olsaydı. Lepiska şaçlı, birkaç
füzeyi de bize sallar mıydı?
***