“Türkler, çok sigara içiyor, hayret derecede çok yağlı
yiyor.”
Prof. Thomas Detre iç hastalıkları
değil, ruh hastalıkları uzmanı.
Türkiye’ye ilk kez gelmiş. Çok sigara içmenin ve çok yağlı yemenin
ruhsal ve kültürel boyutları üzerine çalışıyor.
Çok sigara içmemizin arkasında, “Yanıp duman olsun kül olsun
bu hayat!” yollu bir bir hissiyat mı var yani?
Ya da yağlı yemeklerimizin gerisinde “Hayat zaten yavan,
bari yemekler yağlı olsun” türü bir arayış mı?
Anlatmayı sürdürüyor:
“Yeme içme düzeni hem kişiliğin aynasıdır, hem de
hayata bakışın… Sigara ve aşırı yağlı yemek gerçekten
zevk veriyorsa, insan, kalbinin teklemesini ve
erken ölmeyi de göze alabilir. Bu da bir bakış açısıdır.
Zevkle riskin değiş tokuşu meselesidir. Ama insan, zevki
artırırken, riski de artırdığını görmelidir. Elbette bunun
tersi de dikkate değer. Riski azaltmak uğruna hayattan
aldığınız keyfi sıfırlamak da hoş olmayabilir!”
Ve sözlerini bir sloganla özetliyor:
“Sıfır risk, sıfır zevk. Garantili!”
Macar asıllı. Yirmili yaşlarda Amerika’ya göç etmiş.
Doğup büyüdüğü ülkede tıbbın sunduğu dar olanaklarla yetinip vasat
bir hekim olmaya razı olmak mı, yoksa ABD’nin tıp teknolojisinin de
sağladığı zengin olanaklarla mesleğinde başarılı bir hekim olmak
mı?
“Vazgeçtikleri” ile “kazandıkları” arasındaki dengeyi kurmanın
huzuru ve mutluluğu içinde konuşuyor
Nükteli bir dili var. İyi dinliyor. İletişimde hep sözü edilen
“aktif dinleme” kavramının önemini onunla konuşurken daha iyi
kavrıyorsunuz.
Soruyorsunuz:
- “Dinleme yeteneğiyle ‘iyi doktor’luk arasında bir bağ var
mı?
Gülüyor.
“İyi doktor tipi galiba öldü” diyor.