Dün itibarıyla ülkemizdeki Suriyeli “misafir sayısı” 2
milyon 503 bin 549 kişi idi.
Bu rakam,TÜİK’ten değil.
Ne yazık ki çok daha sağlam bir kaynaktan, CIA’dan.
(https://www.cia.gov/library/ publications/the-worldfactbook/
geos/tu.html)
Genel Yayın Müdürü ile Ankara
Temsilcisi “casusluktan” iki kez ölünceye dek hapis artı
30 yıl ile yargılanan bir gazetede CIA’yı kaynak göstermek çok
tehlikeli.
Ama doğru ve taze haber vermek de bu gazeteninin boynunun borcu.
Elbette milli istatistik kurumumuz TÜİK’i kullanmayı biz de
isterdik. Ama hiçbir kurumumuz, bu konu ile de mülteci sayısıyla da
pek ilgilenmiyor.
Zaten TÜİK’imiz de esrarengiz bir biçimde şu anda başsız.
Özetle;
Suriyelilerimizin ülkelerine göre dönmesi imkânsız
görünüyor.
Elbette her gün denize açılan anne babalarıyla birlikte boğulan
çocuk ve bebek sayısı bu rakamdan düşülse bile, ülkemizde doğan
Suriyeli bebek sayısının 200 bini aştığı da biliniyor. (Hacettepe
Üniv. Göç ve Nüfus Merkezi - Kasım 2015)
***
Hükümet
Sözcüsü Numan Kurtulmuş ise
Suriyelilerden kurtuluş olmadığını resmen ve şöyle
açıklamıştı:
“Gidecekler diye bakılıyordu. Ama kalıcı oldukları
anlaşılıyor!” (6 Kasım 2014)
O zaman sayı henüz 1.6 milyondu. Şimdilik bu sayı 1 milyon kişi
daha arttığına göre“kalıcılıkları” daha da
kesinleşti.
2.5 milyon “misafir”, Suriye’nin boşalması
ve Esad rejiminin de kalıcı hale gelmesi
demek.
Gelenler, Özgür Suriye Ordusu saflarında Esad’a karşı
çarpışanlar.
Savaşçılar bize, misafirliğe gelince Esad’la da IŞİD ile de
savaşacak kimse kalmıyor.
ABD’nin, Rusya’nın, PYD’nin boşluğu doldurmaya yönelmeleri bu
yüzden.
***
Bu arada bizde de Tayyip Bey, gözünü karartmış
durumda, “Başkanlık!” diyor başka bir şey
demiyor.
Rahmetli Özal “Anayasayı bir kere
delmekle bir şey olmaz!” demişti.
Bu ise kendisi delik deşik ettiği yetmiyormuş gibi, yanına önce
muhtarları aldı, onların desteğinde kaymakamları da seferber
ediyor. 957 kaymakama topluca ve açıkça talimatı veriyor:
“Mevzuatı bir kenara bırakın, kendi iradenizi ortaya
koyun!”
Mevzuat dediğimiz şeyin başında anayasa var.
Yani artık, anayasamız da, yasalar da 957 ayrı yerden delik
deşik!
Çünkü Cumhurbaşkanı “sorumsuzdur”.
Bu söz, tövbe hakaret falan değil. Anayasa öyle diyor.
Cumhurbaşkanı da öyle yapıyor: 53 bin küsur muhtarı sırayla huzura
alıyor.
Sonra da kaymakamları...
Sırada herhalde apartman yöneticileri var.