Siyasette keşkelere yer yoktur. Nerede var ki? Peki o hâlde
neden zaman zaman keşkeli muhabbetlere giriyoruz? Derdimizi
anlatabilmek için, bir nevi muhasebe yapmış olmak için, kayda
geçirmek için.
İşte o keşkelerden biri:
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra nasıl olsa 9 ay sonra seçim
yapılacak, o seçimden sonra başkanlığa geçilecek hesabıyla ve
farklılık iddiasıyla parti ve hükümetle bu kadar iç içe olunmasaydı
sıkıntılar bu kadar büyümezdi. Parti yeni kadrosuyla biraz
yalpalayarak, biraz yük atarak yeni bir renge bürünür, yeni
şartlara adapte olur ve yoluna devam ederdi. Yenilenirdi.
Bu aynı zamanda halk tarafından seçilmiş olsa da cumhurbaşkanına,
temsili bir görev yüklemek anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanının bir iki denemeden önce bu pozisyona razı
olmayacağı anlaşılıyor.
Şu andaki tablo çok kısa şekilde şöyle özetlenebilir:
Ben kendimi başkan gibi hissediyorum. Mevzuatı buna göre
düzenleyin, bekliyorum.
Görünen bir tek yolu var: Seçimde anayasayı değiştirecek çoğunluğu
elde etmek.