KDP, resmi internet sitesi üzerinden KCK'ya vermiş veriştirmiş.
O açıklamada şöyle bir paragraf da var:
"Sizin bu yanlış siyasetiniz yüzünden o bölgedeki halkın huzuru
kalmadı ve göç yollarına düştüler. Kürdistan halkının sizi
tanımasının vakti gelmiştir."
İş nereye doğru gidiyor kısmını bilmiyorum. Bu açıklama vesilesi
ile bölgeyi bilen, Barzanileri tanıyan biri sohbet ederken mevzu
dönüp dolaşıp şehirli köylü meselesine gelince şunu öğrendim:
O bölgedeki Kürtlerin (K.Irak) konuştukları Kürtçe ve kültürel
yapıları bizimkilerden çok farklı. Onlar Sorani tabir edilen güney
lehçesini konuşuyor.. Bu lehçe Farsçadan, Arapçadan beslenmiş bir
dil.
O bölge insanı uzun zamandır mukim.. Şehirli Kürtler.. Dağ Kürtleri
değil. Ticaret yolları içinde, diplomasi içinde büyük çatışmaların
içinde bulunmuş bir toplum. Önemli adamlar çıkarabiliyorlar. Ciddi
Batı eğitimleri var. Saddam döneminde ABD, içlerinden 5000 kişilik
bir kadroyu alıp götürmüş, eğitime tabi tutmuş, geri göndermiş.
Devlet idaresini az çok biliyorlar.
Bu sadece aldım götürdüm iyi okullarda eğittim güzel giydirdim işi
değil. En az üç nesilden beri bu anlamda kaliteliler.
Türkiye'dekilerin sürtüşme sebebi Kürt milliyetçiliğinin içinde
değil. Şehirli köylü çatışması gibi. KCK ve PKK içinde böyle
eğitimli adamlar yok.
PKK'nın önde gelen kadroları cahil insanlar.. Profesyonel asker..
Ötesini hesap edemiyor. Şahsi gelecekleri davalarının üstünde.
PKK, sulh sükun döneminde bu işlerin kendilerine kalmayacağı
korkusunu yaşıyor. Jargon olarak bu işin altını özgürlükler, feodal
yapı vs ile doldurmalarının bir anlamı yok.
Dağ kadrosu şehre inmiş direniyor.. Düşünceleri neydi? Halkı
tutuşturacağız, halk isyanına gideceğiz, Diyarbakır'ı ayağa
kaldıracağız.. Halkın umurunda mı, halk ekmeğine, pirincine,
bulguruna bakıyor.
Diyarbakır'daki AVM'ler, lüks konutlar.. Konfora alışan bir kesim
var. Sen oradaki insanlara hadi elinize Keleşleri alın Türkiye'yi
Kürdistan toprağından kovacağız diyorsun.. Adamlar gelmiyor
peşinden. Sonrasını meçhul görüyor.