Reportore, Güven Borça ile bir röportaj yapmış. Çok uzun bir
görüşme. İsmail Hocam (Kaya) linkini göndermiş. Keyifle okudum.
Satır aralarında enteresan tespitler var. O uzun mülakattan bir
bölümü aşağıda okuyabilirsiniz. İlginizi çekerse (reportare.com)da
görüşmenin tamamı var.
Aktardığım bölüm, cumhuriyet projesinde amil kitlenin yok kabul
edildiğini.. Yok kabul edilen bu kitlenin 2000'lerde ortaya
çıktığını, Türkiye'nin bugünkü siyaset tablosunu şekillendirdiğini
gösteriyor. Eksen kayması.. Reklam-Pazarlama sektörünün duayenleri
bunu geç de olsa bu realiteyi kavramışlar. Ama durduğu yerde eriyen
muhalefet cephesinde zihinsel bir gelişme emaresi yok.
....
"AKP’ye oy vermiş reklamcı oranı %1 çıktı Türk reklamcıları
arasında! Pazarlama da böyle işte…
Reklam-Pazarlama camiası işte iyi okullardan mezun olmuş adamlardan
oluşuyor. Bilmiyorum “Beyaz Türk” lafını kullanalım mı ama öyleyiz
yani, beyaz Türk’üz! Pazarlamanın hayatımıza girdiği ilk yıllarda
bu Amerikan teknikleri falan işe yaradı. Niye? Hani toplumun zaten
eğitimli üst kesimlerine hitap ettik 2000’lere kadar. Selpak’ı
tüketen, ne bileyim işte Nescafe’yi tüketen, markalı mal tüketen
A-B kitlesiydi. C kısmen giriyordu işin içine ama D filan tüketime
dâhil değildi. Dolayısıyla bütün araştırma tasarımlarını falan
böyle yapardık. Kentli ve A-B-C sosyo ekonomik statü grupları!
Bu yaklaşım bir ölçüde doğruydu da. Yani pazarlama dünyasının hep
“sosyete” olması… E çünkü zaten “sosyeteye” mal satıyorduk,
birbirimize mal satıyorduk. Ama ne zaman geldi 2000’ler… Tüketim ne
zaman kitleselleşmeye başladı, Mc Donald’s’a D grubu da girmeye
başladı… Uçak yolcu sayısı ne zaman 5 milyondan 50 milyona çıktı ve
hava alanları C2 ve D’lerle dolmaya başladı… Ne zaman alışveriş
merkezleri gelişti ve AVM’lerdeki Boyner’lere, YKM’lere diğer alt
gruplar girmeye başladı… Ne zaman BİM çıktı…Tüketimin aşağıya
kaymasıyla beraber reklam ve pazarlama sosyetesi de tökezlemeye
başladı. Tekliyor şu anda… Birçok örnek verebilirim bu konuda…
Birkaç yıl önce “X” markasıyla tanıştık, “Bize niye A-B gelmiyor?”
diye hayıflanıyorlardı. Aman dedim, gelmesin! Böyle bir çabanız
olmasın. Siz zaten geleceği kapmışsınız! Türkiye’nin C’sini
sahiplenen kaç marka vardı ki o zaman?
Herkes yukarıda! Herkes yukarıyı hedefliyor. Ama işte herkesin
hayali A-B! Örnek bol bu konuda…
Şimdi Türkiyelileşme konusuna geri dönersek, bunu da yine
yabancılar başlattı bence. Coca Cola’dır bunu başlatan.
Amerikalıların bu bakış açısından öğrenmemiz gereken çok şey var
bence… Oradan bir kadın geldi. (80'lerin sonu) Biz ABC deterjanının
pazarlama ekibiyiz. Bak şimdi, herkes Boğaziçi mezunu! Hayatında
elinde bulaşık-çamaşır yıkamamış, evinde otomatik çamaşır makinesi
bulunan, hayatında merdaneli çamaşır makinesini görmemiş, leğende
çamaşır yıkamayı hayal bile edemeyen insanlarız… Kadın sordu bize,
anlatın nasıl çamaşır yıkanıyor Türkiye’de diye…