Kültür Bakanı Mahir Ünal'la sanat konuştuk. Osman Sarı'nın 'Taş
Gazeli" şiirini, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın iki romanını nasıl
sevdiğini, Mahsuni Şerif'ten "İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım"
türküsünü dinlemesini anlattı.
- Türkiye’de komedi filmlerinin altın çağı yaşanıyor. Ne
diyorsunuz bu filmlerle ilgili olarak?
MAHİR ÜNAL: “Düğün Dernek 1” ve “Düğün Dernek 2”yi izledim. Kendi
alanında başarılı buldum. Sivas’taki sosyal doku, insanlar
arasındaki sıcak, samimi ilişkiler ancak bu şekilde
anlatılırdı.
- Bazıları küçümsüyor bu filmleri?
MAHİR ÜNAL: Modernleşme ile birlikte insanlığın başındaki kutsallık
halesi kayboldu ve kaçınılmaz olarak insanlık, bir anlam üretme
hastalığına müptela oldu. Kendimizi önemli bulmak için büyük
anlatılar üretmemiz gerektiğini sanıyoruz. Oysa biz tepeden tırnağa
anlamız, bir anlam arayışına ihtiyacımız yok. Çünkü anlam üretmeye
kalkıştığınız zaman, kendinize önem atfediyorsunuz. Kendinize önem
atfettiğinizde kaçınılmaz olarak insan ağırlaşıyor ve
hantallaşıyor. Bir süre sonra bu sizin için bir kafese dönüşüyor.
Oysa çok çıplak, çok yalın, çok keyifli, çok mucizevî bir hayat var
etrafımızda.
- Bu söyledikleriniz, yeni Türk komedi filmlerinde ortaya çıkan düzeysizliklere yönelik eleştiriler konusunda pek bir şey söylemiyor.
MAHİR ÜNAL: Geçenlerde kültür dünyamızdan insanlarla bir araya gelip sohbet ettik. Aralarından biri şöyle dedi: “Kimlik kaybolmaz, kimliğin kalitesi kaybolur”. Bu kimlik telaşımız nedir bizim? Biz kimliğin kalitesini yeniden inşa etmek durumundayız. Yani kimliğin kalitesi kaybolduğunda başka bir şey ortaya çıkıyor. Dil, üslup, davranış değişiyor ve kabalık dediğimiz şey ortaya çıkıyor.