Neden parti kurmak yerine devlete sızdılar?
- SORU: Fetullah Gülen ahaliyi ikna etmek yerine neden eleman
yetiştirip devlete sızmayı temel yöntem olarak seçti?
- CEVAP: Fetullah Gülen Hareketi’nin çıkış noktası şudur: “Devleti
ele geçirirsek... Toplumu da ele geçiririz.” İşte bu nedenle
ahaliyi ikna etmek için uğraşmak yerine devleti ele geçirmeye ve
ajandalarındaki düzeni kurmaya çalıştılar.
- SORU: Ajandalarındaki düzen nasıl bir düzendir?
- CEVAP: Kendi dini anlayışlarına uygun bir düzen...
SAPIKÇA BİR SABIR, SAPIKÇA BİR İNAT, SAPIKÇA BİR GİZLİLİK
- SORU: İyi ama iktidarda zaten dindar insanlar yok mu? Fetullah
onları dindar saymıyor mu?
- CEVAP: Yalanları ve numaraları bir tarafa bırakırsak...
Fetullahçılar, kendi din anlayışlarının dışında kalan dindarları
her zaman küçümsemişlerdir. Onları “gerçek dindar” olarak
görmemişlerdir. Dış odaklarla kurdukları diyaloglarda da “biz
farklıyız” mesajını vermeye çalışmışlardır. Bu “biz farklıyız”
vurgusunu o kadar abartmışlardır ki... Dışarıda tezgâhlanan her
türlü hile ve planın gönüllü uygulayıcısı olmuşlardır.
*
- SORU: Devletin kılcal damarlarına bu derece girmeyi nasıl
başardılar?
- CEVAP: Yıllardır sadece eğitime yatırım yaptılar. Dershaneler
bunun içindi. Öğretmenlere yatırım bunun içindi. Kolejler bunun
içindi. Sınav sorularını çalma bunun içindi. Zeki ve fakir
öğrencileri devşirmek bunun içindi. Sabırla, inatla ve hepsinden
önemlisi büyük bir gizlilik içinde bunu yaptılar.
*
- SORU: Bu çok büyük sabır, çok büyük gizlilik ve çok büyük bir
örgütlenme becerisi gerektirmiyor mu?
- CEVAP: Evet, gerektiriyor... Gizlilik çok önemli bunlar için...
Adamların dinleri imanları gizlilik... Mottoları şu: “Zafer günü
gelinceye kadar kendini belli etme.” Sabır da önemli... Bir çocuğu
alıyorlar, yetiştiriyorlar, devlete sokuyorlar, sonra da amaçları
doğrultusunda kullanıyorlar... Bunun ne büyük bir sabır
gerektirdiği ortada... Ama bütün bunlardan daha önemlisi örgütlenme
becerisi... Böylesi bir amaca ulaşmak için müthiş bir örgütlenme
becerisine sahip olmak şart. Kısacası bu işin üç prensibi var: BİR:
Sapıkça bir sabır. İKİ: Sapıkça bir inat... ÜÇ: Sapıkça bir
gizlilik..
ERDOĞAN TEHLİKEYİ NEDEN EN BAŞTA FARK ETMEDİ?
- SORU: AK Parti en başta tehlikenin neden farkına varamadı?
- CEVAP: AK Parti, iktidarının en başında Fetullahçıların Kemalist
rejimin gazabından korunmak ve Kemalist rejimi zapt etmek için
gizli örgütlenme içinde olduğuna inanıyor ve bu nedenle mazur
görüyordu... Ancak yeni bir durum vardı: Kemalist rejim bertaraf
edilmiş, yerine AK Parti iktidarı gelmişti. Artık konsept değişmiş
olmalıydı. Bu nedenle Fetullahçılarla ittifak yapmakta sakınca
görmediler. Başta her şey iyi gidiyordu. Ancak çok geçmeden şunu
fark etti AK Parti: Fetullahçılar sanki iktidarda Kemalistler
varmış gibi davranmaya devam ediyordu. Numara çekiyorlardı, gizli
örgütlenmelerini sürdürüyorlardı, kurumları ele geçiriyorlardı,
operasyonlar çekiyorlardı... Tayyip Erdoğan bunu fark edip “Dur”
dediği anda... Kavga başladı.
GÜLEN ABD’NİN MAŞASI MI?
- SORU: Gülen’i ABD mi kullanıyor?
- CEVAP: Gülen’e sorsanız... O ABD’yi kullanıyordur... ABD’ye
sorsanız... Onlar Gülen’i kullanıyordur... Bu işler böyledir... Bir
süre sonra kimin kimi kullandığı belirsizleşir.
- SORU: Daha düne kadar herkes Fetullah’ın etrafında “hocam, hocam”
diye dolanıyordu. Bu nasıl oldu?