ESKİDEN günlük hayatında zaten namazını kılan bir siyasetçi, azıcık görünür bir şekilde camiye falan gitse...
Hemen gelirdi azarın büyüğü:
"Hop! Dini siyasete alet etme."
*
Eskiden gündelik hayatında dinini yaşayan bir insan olsan da
siyasete girdiğin zaman...
Sanki çok ayıp bir şey yapıyormuşsun gibi dindarlığını gizlemen
gerekirdi.
Çünkü...
Ağzını her an "Hop! Dini siyasete alet etme" demek için açmaya
hazır nobran ve anlayışsız bir koro, orada öylece hazır kıta
beklerdi.
*
Çok şükür bunların hepsi aşıldı.
*
Aşıldı ama bu sefer de...
"Din istismarı" denilen olgunun en hakikisi, en kabası, en
tehlikelisi, en barizi, en sakınmazı çıktı sahneye...
*
- Bismillah'ı bir partinin tekeline alma gayretleri...
- "Bismillah'ı seçim malzemesi yapmanız yasaya aykırı" diyene "Vay
din düşmanı vay" deme cüreti...
- Camiye masa kurup politik televizyon programı yapmalar...
- Camide oy istemeler...
- Camileri tek bir partinin merkezi gibi kullanma çabaları...
- Dini birleştiren bir alan olmaktan çıkarıp, seçmen konsolide
etmenin aracı haline getirmeler...
- Sanki bir tarafta Müslümanlar, karşı tarafta kâfirler varmış gibi
bir siyasi söyleme yaslanma çabaları...
Bunların hepsini gördük ve görmeye devam ediyoruz.
*
Sözü uzatmaya hiç gerek yok.
Aslında demek istediğim sadece şu iki basit maddede
özetlenmiştir:
*
- BİR: Siyasetçiler namaz kılarak, camiye giderek, abdest alarak,
dinini yaşayarak, dinden söz ederek dini siyasete alet etmiş
olmazlar.
*
- İKİ: Siyasetçiler camileri parti merkezi haline getirerek, bir oy
fazla almak için din üzerinden cepheleşme yaratarak, camide parti
propagandası yaparak, 'Bismillah'ı seçim malzemesi haline getirerek
dini siyasete alet etmiş olurlar.
BRAVO KAMALAK! BRAVO SAADET!